29 Şubat 2012 Çarşamba

ezber bozduran sevde...

Tuzu alınmış beyaz peynir,yumurta sarısı,pekmez,tereyağ,ıhlamurdan oluşan kahvatı.

Cam rendeyle rendelenmiş elma püresi.

Sebze püresi

Evde mayalanmış taze yoğurt.

Ne güzel yiyecekler değil mi ? nasıl da sağlıklı görünüyorlar.Tüm bunları yiyen bir de bebek bulundu mu deymeyin annenin keyfine...

Ek gıdaya geçişte tüm bildiklerimi unuttum,ezberimi bozdum herşeyi rafa kaldırdım...Çünkü hiç birşey yemeyen bir ufaklık var bizim evde.Herşeyi denedim hala da denemeye devam ediyorum ama yok nuh diyor peygamber demiyor.Kaşık uzaktan göründü mü ağız birden mıhlanıyor.Açabilene aşk olsun.Yumuşak mama kaşıklarından almıştım rahat yesin diye,şimdi dolabı bekliyor.O kaşıkla ağız açtırılır mı hiç...

Yemek yiyeceğini anlayınca önce diliyle bir yokluyor ne yiyorum diye baktı beğenmedi hemen eliyle kaşığa vurmaya başlıyor,eğer bunda başarılı olamazsa kafa dönebildiği kadar arkaya dönüyor,yine mi olmadı işte o zaman basıyor çığlığı:))Allahım ben böyle birşey görmedim.Hadi sebze yemiyorsun bari meyve ye yoğurt ye...Bir süre sebzeyi özel pişirdim baktım olacak gibi değil evde yaptıklarımızdan vermeye çalıştım onları yedi mi hayırr...Kahvaltıyı karışık yemiyor belki tek tek yer dedim, ona da hayır...Yani zehra da bunları hiç yaşamamıştım.Yavrum ne yapsam yerdi:)yani en azından yedirmeyi başarırdım.Sevdenin burnunu sıkıyorum kaşığı ağzına sokmak için:)o da arkasından ağzında tutup tutup çıkartıyor geriye.
Yani bizde durumlar hiç parlak değil.Yemeği daha çok önlüğe yediriyoruz.Aslında sadece önlükte yeterli gelmiyor önümüze ne bulursak koyuyuyoruz.Peçeteler yığılıyor ,Islak mendiller de diğer yanda...Bekliyoruz bakalım elbet bir gün o da yer:)))
şekil a da görüldüğü üzere ağzında yutulmayı bekleyen sebze var.İçinde tuzu yağı hepsi mevcut.Yani tadı da kötü değil ama cık...






bulduğumuz herşeyi önüne koyuyoruz.Bebekler,ıslak mendil poşetleri,suluklar ne olursa.Ama sonuç negatif...

Yemek süresi o kadar uzuyor ki,yiyeceği buz gibi oluyor.Bende peteğin üstünde tutuyorum bari ılık kalsın diye:))


Bizde porsiyonlar gün geçtikçe azalıyor.En azından tabak küçük olunca kendimi kandırıyorum ''bak ne kadar da çok yemiş:)))''

Anlayacağınız sevdeyle daha çookkk işimiz var anlaşılan:))

27 Şubat 2012 Pazartesi

hafta sonundan kareler....

Yoğun bir hafta sonunu geride bıraktık.Yorulduk ama çok keyif aldık.

Fotoğrafları tersten yüklediğim için sondan başa doğru anlatmaya başlayacağım:)
Pazar günü bizi avm de görenler bu kadın delirmiş zannederdi.O insan selinin içinde iki çocuklu bir hatun:)Eşimin iki saatlik işi vardı sonrasında arkadaşlarımıza gidecektik.Bizde optimuma geçelim dedik.Ama nerden bilelim herkesin orda olacağını:)Önce namaz kılmak için mescide indik.Asansör bekledik ama kimse izin vermeyince mecbur merdivenlere yöneldik.Bir taraftan da anons yapılıyordu.'' asansörlerde bebek arabalarına öncelik verin '' diye.Ama sanırım ordaki herkesin kulağı sağırdı.
Namazı kıldıktan sonra yukarı çıktık.Çocuklara bakmam gereken şeyler vardı.Mağazaya girdik iğne atsak yere düşmez o vaziyette.Kalabalığa rağmen alacaklarımızı aldık sonra uzayıp giden kuyruğa inat bizde takıldık:)Önümüzde iki kişi vardı ki kasa bozuldu:)Neyse inatla bekliyoruz hala bu sırada sevde huzursuzlandı sıcak ve kalabalık çocuk bunaldı...Nihayet sıra bize geldi de ödememizi yapıp çıktık.Sevdenin karnını doyurduk.D&R da kitap baktık.Sonra babamız geldi birşeyler yedik ve Zehranın uzun zamandır yapmayı istediği şeyi gerçekleştirmeye gittik.''Buz pateni'' o kadar çok istiyordu ki;en sonunda fırsat bulup kaydırabildik çocuğu:)Mutluluğu görülmeye değerdi doğrusu.






Arkadaşının doğum günü vardı hediye aldı kuzum.
Yemeği beklerken...
Sondan başa dedik ya bu kareler cumartesiye ait.Parmak kuklası yaptık.Kendisi kesip yapıştırdı.Sonra da gösterisini yaptı:))


Aktivite kitabımız bitmişti yenisini alıp hemen başladık yapmaya.Zehra çok seviyor bu tür kitapları.

Bu günde kulube yaptı salona.Pek karışmıyorum oyunlarına istediği eşyayı alıp kullanıyor tabi bana sorarak evin her köşesi dağılıyor belki ama o çok mutlu oluyor:) sıra toplamaya geldiğinde ''anne birlikte toplayalım ben çok yoruluyorum '' diyor.'' hem çocuklar bu kadar yorulmaz ki'' diye de sitemini ekliyor:))





Biz yağmurla haftaya başladık hava soğudu,hastalıktan uzak keyifli günleriniz olsun inş.

26 Şubat 2012 Pazar

TV hakkında bir kaç cümle...

Uzun yıllar önce bir yerde okumuştum.''Çocuklarn tv izlemesini istemiyorsanız sizde izlemeyin...''diyordu yazar.Beynime kazıdım bu sözü.Ve dahasını da.''Eğer siz çocuğunuza altenatifler bulursanız tv nin hayatındaki önemi azalır hatta,hiç olur.Evet yasaklamak yerine başka uğraşlar bulmak daha doğrusu çocuklarla ilgilenmek.Siz bir taraftan fazla tv izlemek kötü derken diğer taraftan gün boyu açık bırakırsanız bu durum çocuklar üzerinde pek etkili olmaz.onlar için sözden çok davranışlar etkilidir...Çünkü sizi taklit ederler...''

Zehra Allaha şükür ki tv bağımlsı bir çocuk olarak büyümedi.Bu konuda tevazu gösteremeyeceğim,çok çaba harcadım.Babaannede anneannede ne zaman izlesin diye oturtsalar hemen gidip kapatıyordum. Tabi kapatıp çocuğu boş boş oturtmak değil amacım ya dışarı çıkartıyordum onu ya da bir aktivite buluyordum.Eğer evde izleyecekse sadece çizgi film.o da belli saatler ve belli programlar.Ne dizi ne kadın programı ne de onun yaşına uygun olmayan herhangi bir şey.Açılmadı evde.Hatta haber bile izlemiyorum...Çokta eksikliğini hissetmedim doğrusu.Hafta içi 6.30 da tv açılır önce pepee sonra lauranın yıldızı sonra yatmaya hzırlanırız.
Hafta sonu koşturmaca başlar işlerim hep uzun sürer,onu dahil ederim çünkü,yeter ki o kara kutuyu açmasın diye.

En güzeli Zehra'nın bu durumdan şikayetçi olmaması.Hatta gidip kendisi kapatır başım şişti diye:)

İki gündür tv çalışmıyor.Uyduyla bağlantıda sorun var.Bu bizim için sıkıntı mı ? Hayır.ama yaptıracağız tabiki.Tamamen evden kaldırılmasını da doğru bulmuyorum ben ,bu sefer gidip başka yerlerde izliyorlar ve siz kontrol edemiyorsunuz.Öğretmenliğe ilk başladığım sene ders verdiğim öğrecşlerin evinde tv yoktu, çocuklar gidip komşuda izlerlerdi.Ne izlediklerini aile bilmezdi.

Velhasıl evde bir sükunet hakim şu günlerde.Her işimizi rahat rahat yapıyoruz,kaçıracağımız ne bir program var ne de izleyeceğimiz bir dizi...

23 Şubat 2012 Perşembe

İlk dolgumuz.

Diş fırçasıyla bir yaşında tanıştırmamıza,çikolata,şeker,fast food vs. türünden gıdalardan uzak tutmamıza rağmen engel olamadık çürüklere.
3 yaşındayken götürdüğümüz diş doktoru dolguya gerek olmadığını,ağrı olursa götürmemiz gerektiğini söyleyince bizde rahatlamıştık.Ama zamanla çürükler arttı ve zehra rahatsız olmaya başladı.
İki ay önce gittiğimiz pedodontist bize 5 tane çürük ve dördünün de ileri derecede olduğunu söyleyince çok şaşırdık.Ve ciddi derecede doktor arayışına başladık.Eş dost derken karşımıza medipol hastahanesi çıktı.Hemen randevu alıp gittik.Aynı şeyleri ondan da dinledik.Bu sefer tedavi için randevu aldık.
Nasıl olur zehra durur mu,canı acır mı diye endişelenirken bir baktık ki dolgu olmuş bitmiş bile:))Doktorda bizde çok şaşırdık.Maşallah kızıma gık bile demedi.Tabi bu sefer ki iğnesizdi asıl iş diğer sefere kaldı.
Hastahane kadrosu tamamen akademisyenlerden oluşuyor bizim doktorumuz yrd doç. ayrıca çok tatlı ve ilgili.Biz çok memnun kaldık.Ve en güzel kısmı da sgk ile anlaşmasının olması.Bildiğim kadarıyla diş konusunda anlaşması olan tek vakıf üniversitesiymiş.İlgilenenler için tavsiye ediyorum...







Akılıı kızım inş diğer dolgularda da böyle rahat durursun:))

22 Şubat 2012 Çarşamba

6 ay biterken...

6 ayımızı devirmiş bulunuyoruz.Anneyi fazla üzmeden,yormadan geçti bu süreç.Gece uzun uzun uyudu meleğim.Rahat rahat dışarda dolaştırdı anneyi.Hatta anneannede,dede de bile kalarak gezme işini iyice keyfe dönüştürdü.
Tabi yukarıda saydıklarım altı ay için geçerli olan güzelliklerdi.Şimdi ise farklı bir sevde var evde:)Uyku yok,yemek yok,sakin sakin durmak yok:)ama pozitiflik hala devam ediyor.Günah keçisi ''diş çıkartıyor'' cümlesi uzun bir aradan sonra tekrar evimizde.Sağlık olsun diyorum gerisi kolay.Sağlık demişken burnu akıyor miniğin.Buda iyice huzursuz etti onu.Sürekli aspire ediyoruz burnunu.
Ek gıdaya da geçmiş bulunuyoruz artık.Kahvaltıyı bazen yiyor ama çoğu zaman ağız kapanıyor:)Meyveyle arası iyi gibi,sebzeden hiç hoşlanmıyor ama ısrarla devam ediyoruz.Yoğurt rahatsız ediyor çok erken saatlerde vermeye çalışıyorum.Yani sözün kısası çok başarılı değiliz bu ek gıda konusunda:)ama suyu bardakla içiyoruz güzel olan kısmı bu:)
Artık yatakta tek başına bırakmak yok,sırtüstü yatarken birden yüzükoyun bulabiliyoruz onu.Yerde ayaklarını vura vura öne doğru geliyor.Eller ayaklar sürekli hareket halinde.Yüz yolma,saç çekme hepsi mevcut:)





Bu minik ayakları güneşte tutuyoruz bol bol D vitamini alsın diye:)

13 Şubat 2012 Pazartesi

ek gıdaya geçiş...

Sabah ablayla babyı yolcu ettikten sonra sevdeyle düştük hastane yollarına.Ben herzamanki gibi tahlil verecektim sevdenin de genel kontrolü vardı.hastane sistemlerinde sorun varmış biraz bekledik ama allah işimizi rast getirdi fazla beklemeden kontrollerimizi yaptırdık.
Hava öyle güzeldi ki biraz dolaşalım istedim ama sevde hanımın karnı acıkınca aceleyle eve yönlendik.Ama tabi yine git gel bebek arabasıyla epey hava almış olduk::)
Sevdenin gelişimi güzel çok şükür.Ek gıdaya başladık.Zehradan tecrübeli olduğum için pek zorlanmadım şimdilik.Sabah kahvaltı yapıyoruz,ara öğün elma püresi,öğle yemeği sebze çorbası ve ikindide de yoğurt.Yoğurdu günlük mayalamaya çalışıyorum.Hem bize hem ona.Tabi bizimkisi günlük değil:)
Zehrayla sevde farklı gelişiyor.Zehra yutma kabiliyetini çok geç kazandı.Hep ağzında biriktirir sonra kusardı.Eğer pütürlü verdiysem boğazına takılır allah korusun boğualacak gibi olurdu.
Sevdede blendır kullanmayı düşünmüyorum ve yiyecekleri de oldukça pütürlü vermeyi düşünüyorum.Nasip diyelim yine.



Ablasının objektifinden minik kızım:))
Artık beşiğimiz küçük geliyor sokuyor kafasını oraya buraya:))Çok tatlı görünüyor ama...Rabbim korusun sizi meleklerim...

8 Şubat 2012 Çarşamba

zehra ve sevde...

''Anneeeee sevde saçımı çekiyor''

''Anneeeee sevde yara olan parmağımı acıttıııı''

''Aneeeee sevde bana vurduuuu''

Son zamanlarda bizim evde sıkça duyulan diyaloglar bunlar.Zehra sürekli kardeşini şikayet ediyor.Sevde büyüdükçe insanlara karşı tepkiler verdikçe yani türkçesi tatlılaştıkça zehra bir o kadar hırçınlaşıyor.
Bana sürekli ''anne sevdeye kız ama çok kız'' diyor,sonra da kenara çekilip dinliyor kızıp kızmadığımı.
Sevde yavaş yavaş ek gıdaya geçmeye başladı.Bugün elma hazırlıyorum ona zehrada yanıma geldi anne banada ver diye.Bende üzülmesin diye sana çok güzel bir tabak hazırlayacağım dedim.İçeri gitti.Tabağı hazırladım çok beğendi ama bir taraftan da sevdenin elmasının tadına bakıyor:)




Asıl bomba sonra geldi.Yedikten sonra anne elma hazırlayacağım bıçağı kullanabilir miyim? dedi.Tamam dedim.Gitti elmaları doğradı geldi.Bana söylediği cümle ''anne bana bir daha böyle tabak hazırlama sonra bende senden özeniyorum yapmak istiyorum???''şaşırdım kaldım.Yani hazırlasan bir dert hazırlamasan ayrı dert:))bu çocuklar alem.

6 Şubat 2012 Pazartesi

Kuzuluk günleri

Bursa dönüşü adapazarı kuzuluğa gittik.Yoğun kar yağışı eşliğinde keyifli vakit geçirdik.Dört bir yanı yeşilliklerle kaplı şirin bir yer.Çok sevdim...En iyisi fotolarla devam edeyim...

Kar o kadar çok yağdı ki;biz arabayı temizliyorduk ardından yine bu hale dönüyordu...
Bir yandan kar yağarken bir yandan da güneş yüzünü gösteriyordu...
En keyif alanlardan biri de zehraydı.Bol bol kar topu oynadı.Kendini kara gömdü...


Göl geldiğimizde normaldi ama bir süre sonra buz tuttu.Yüzen ördekler yürümeye başladı.

Ağaçlar sanki bembeyaz örtüyle kaplanmış gibiydi hiç içeri girmek istemedik.Gözümüz gönlümüz açıldı.
Dağları kar yağışı sebebiyle herzaman göremiyorduk.Ama hava açınca bu eşsiz manzarayla karşılaşıyorduk...


Otelin pencerisinden görünüm...

Gölün buz tutmadan önceki hali...





Velhasıl enerji depoladık bol bol.Şimdi tekrar dinleneceğimiz günleri bekliyoruz:))

4 Şubat 2012 Cumartesi

bursa zamanları...

Gezdik,gördük ve bol bol dinlendik...Şimdi istanbula adapte olmaya çalışıyoruz.

Bursa'ya gittiğimiz gün hava oldukça rüzgarlı denizde dalgalıydı.Bir ara seferler iptal olacak diye çok korktum...Biz bindik ama sonra tüm seferleri iptal etmişler.Gelince öğrendik.


Sabah çok erken çıktığımız için kahvaltı yapmamıştık,zehra iki tane tost yedi yol boyunca:)Sevde hanım ise uyumakla meşguldü...


Bursa'ya gider gitmez attık kendimizi dışarıya güneşi gördüğümüz hergün dışardaydık.Bol bol yürüyüş yaptı(k)m.Çocukları hava soğukken çıkarmadım.Ama ben zamanı iyi değerlendirdim...
Bu gezilere avm leride dahil ettik tabiki...İlk gittiğimizde garfield vardı.Zehra çok sevdi...
Vazgeçilmezimiz tren sefası:)
Yeğenim Berra ve Sevde.Aralarında sadece 20 gün var:))Büyüyünce iyi arkadaş olacaklar inş...
Bursa da bir ilki de gerçekleştirdik.Zehra sinemaya gitti...Alvin ve sincaplarına...Animasyon bir filmdi.Bence güzeldi.Ama zehra sonunda volkan patlayacak diye çok korktu.Ağlamaya başladı.Ağlarkende bir yandan ''ama anne ben onları çok sevdim onlara birşey olacak diye çok korktum '' diyordu:)Sonuç olarak keyifli birgündü bizim için.Zehra tekrarını istiyor.Sevdeye bakacak birini bulursam neden olmasın:))
Bir kar keyfini daha yaşadım Bursa'da.Betonlaşan şehirlere inat hala yeşillikler var bizim orda.Kar yağınca eşsiz güzelliğe bürünüyor...Bizde bu güzelliğe karşı çaylarımızı yudumladık annem ve babamla.


yürüdüm,yürüdüm,yürüdüm...yağmuru,karı,güneşi yaşadım doya doya...
Bursa dan ayrıldıktan sonra sakarya kuzuluğa gittik.Orda da çok güzel zaman geçirdik.İnş onun fotolarıda başka zaman.