26 Aralık 2009 Cumartesi

güzel haberler,plastik dünyası,zehranın bantı...

Güzel haberlerle güne başladım bugün.Teyze olacağım inş.Üçüncü torunda yolda yani:)Bu benim için ilk.Hala olduğumda üniversitedeydim.Yengem çalıştığı için annem bakıyordu yeğenime yani bütün vaktimiz birlikte geçiyordu.O yüzde hala olma duygusunu sonuna kadar yaşadım.Fakat şimdi uzaktayım,evliyim ve çocuğum var.Nasıl hissedeceğim merak ediyorum.Zehra şimdiden heyecanlı.Teyzesiyle her konuştuğunda soruyor bebişi:)9 ay çekeceğimiz var anlaşılan...Allah hayırlısıyla kucağına almayı nasip etsin de gerisi boş zaten.Bundan önce bir düşük yaşadığımız için hepimizin yüreği ağzında.Neyse inş bu sefer böyle birşey yaşamayız diyelim ve konuyu kapatalım...


bunlarda yeni cicilerimiz.Organik ürünlerle yenilemeye başladık mutfağı yavaş yavaş.Özellikle zehranın matarası çok işime yarayacak inş.Dışarıda su istediğinde pet şişelerle vermek hiç içime sinmiyordu.Cam şişenin de kırılma riski var,bu matarayı broşürde görünce hemen atladım:)Birde indirimde olunca hiç durmadım...Plastiğin hammaddesini ve zararlarını bilen bir kimyacı olarak eve çok fazla sokmuyorum,ama yine bir şekilde yolunu bulup giriyor:(Plastik kaplarda uzun süreli yiyecek saklandığında,içerisindeki kimyasallar yavaş yavaş besine karışabiliyor.Ya da üzerinde çizik olduğunda,yüksek sıcaklıkta yıkandığında bu kansarojen maddeler gün yüzüne çıkıyor ne yazıkki...Tabi piyasada kaliteli olanlarda var,yüksek ısıya dayanıklı olanlar mesela,En azından onları tercih etmek gerekiyor sanırım...


Son bir foto,saç bantını çok seviyorum tabi ki zehra da:)Ama o hiç hoşlanmıyor.Zar zor saçına takıp bir iki foto çekebildim.Sonrasında ise yerlerde geziyordu bant:)




20 Aralık 2009 Pazar

kurabiye masalı...


Uzun zamandır yapmak istediğim ama bir türlü yapamadığım kurabiye.Beni alıp çok uzaklara üniversite yıllarına kadar götürür.Bursalı iki arkadaş olarak şehir dışından gelen dostlara ikramlık yiyecekler getirirdik ara sıra okula.Aslında daha çok canım arkadaşım emel getirirdi.O yıllarda mutfakla fazla haşır neşir olmayan ben bu görevi ablam,annem ve yengeme bırakmıştım:)Emelin getirdiği ve bizim en sevdiğimiz tatlı ,elmalı kurabiyeydi.Çok ta güzel yapardı.Ders sonrası bir bardak sıcak çayla kurulurduk bahçedeki çardaklara:)Etrafımızı saran ağaçlar ve kuş sesleri eşliğinde anında bitirirdik:)Onun sayesinde öğrendim elmalı kurabiye yapmayı.Pek beceremezdim ama yine de ayıp olmasın diye yerlerdi:)Hatta bir seferinde elmasını o kadar az koymuşum ki,kurabiyenin içinde elma aramaya başlamışlardı...Vee yıllar geçti.Hepimiz bir yerlere dağıldık.Emel bursa da, ben burdayım...Şimdi tüm bunlar tatlı birer hatıra olarak kaldı yaşantımızda...İnş daha nice tatları beraber paylaşırız dostum...

17 Aralık 2009 Perşembe

Kardan adam ve yeni kitaplar

Dün havanın güzel ve yağışsız olmasını fırsat bilerek dışarı çıktık kızımla.Güzel bir üsküdar turu yaptık ve en sevdiğim mekanlardan biri olan ''kitapçı''ya uğradık.Zehra pek çok kitabı birarada görünce hemen indi arabadan.Beraber üst kata çıkıp onun için kitap seçtik.Bol resimli ve içinde ''kardan adam''resmi olan bir tane beğendi.Tekrar aşağı inip bu sefer farklı iki kitap daha aldık.Bende bakmak istiyordum kendime ama malesef zehrayla pek mümkün olmadı.Kendini kaybetmiş gibi ordan oraya koşturup durdu.Haksızda sayılmaz aslında.Bende kendimi kaybediyorum orda:)Hepsini almak istiyorum:)Ama genelde bir tane alıp bitirdikten sonra tekrar almayı tercih ediyorum.Sanki rafta bekleyince okuyamayacakmışım gibi geliyor,birde her seferinde aynı heyecanı yaşamakta çok güzel:))Neyse eve gelince başladık zehranın kitaplarını okumaya.Kardan adama karşı özel bir ilgisi var.Henüz karla tam manasıyla tanışmamasına rağmen sürekli bana onunla ilgili masallar anlattırıyor.Kitapta da resmini görünce ''anne kadan adamın azı töpük olmuş''dedi.Çok güldüm.Kar tanelerinin köpük olduğunu sanıyor:))Bizde bugün kızımla evdeki malzemelerle kardan adam yaptık.Çok beğendi yaparken de çok eğlendi.Sadece biraz pamuk,ufak bir karton,kağıt,yapıştırıcı ve makas işimizi görmeye yetti.

Önce kartona kafa ve gövdeyi oluşturacak iki yuvarlak çizdim.Sonra makasla kestim.Zehra yuvarlakların üzerine yapışkan sürdü ve Pamukla güzelce kapladı...


Beyaz bir kağıda yapıştırdık.Aslında renkli kağıda yapıştırmak istiyordum ama evde mevcut değildi.

evdeki dergilerden ufak parçalar kesip göz,şapka,düğme,atkı ve süpürge şekilleri oluşturduk ve üzerine yapıştırdık.



Bana göre bitmişti ama zehra kalan pamukları da etrafına yapıştırdı böylece kar taneleri yapmış olduk:)




ve son hali, kardan adam perişan durumda:)Pamukları yapıştıracağım derken biraz bozdu:)Sonrasında ise arabasına bindirip gezdirdi kardan adamını:)Bir kar yağsa da dışarıda canlı canlı yapsak kızımla...





15 Aralık 2009 Salı

Birkaç foto...

en iyi arkadaşımız sena,birlikte çok güzel vakit geçiriyorlar.


Pazar günü balık ziyafeti yaptık.Sağolsun eşim hamsini kılçığını dahi çıkartıp ayıkladı.(Çünkü ben öyle seviyorum)Kızartmakta bana düştü:(Pek aram yoktur balıkla)ama kızım bana çekmemeiş çok şükür.Pişerken bir başladı yemeğe,oturuncaya kadar yedi.Evde balık yapamadığımızda ton balığı veriyorum,onu da afiyetle mideye indiriyoe.Bende keyiften dört köşe oluyorum tabi:)) Buda evden çıkarken ki son görüntümüz:)Bursadan geldiğimizden beri pek evde durmuyoruz.Yani akşamları çıkıyoruz ama olsun o da yeter:)






10 Aralık 2009 Perşembe

işte yeni saçlarımız:))
















8 Aralık 2009 Salı

EVE DÖNÜŞ...

Çok güzel bir bayram tatilinin ardından yine evmizdeyiz.Dün akşam döndük.Babasının özlemine dayanamayan kızım kendini onun kollarına atıverdi:)

Aslında oldukça sıkıntılı bir yolculuk yaptık.Giderken feribotu kaçırdık.Biz kızımla tam saatinde ordaydık ama babamız maalesef yetişemedi.Kurban kesmek için avcılara gitmişti.maalesef yolda araba bozulmuş E-5 in ortasında kalmış,Allahtan yanında arkadaşı vardı da arabayı çekebilmişler.Dolayısıyla kesim işi geç başlamış ve tabi trafik vs derken tam o geldi feribot gitti:(Bizde önce yalovaya,ordan da otobüsle ulaştık bursaya.Sonrası zaten çok güzeldi.Havanında güzel gitmesi tadımıza tat kattı:)Bol bol gezdi güzel kızım,alışveriş yaptık(benim için en güzel kısmı bu) Oyunlar oynadık. Ve bol bol balık yedik:)Zehra bu konuda beni oldukça şaşırttı,Balığı bu kadar sevdiğini ben bile bilmiyordum:)Birde saç kestirme maceramız var tabi,Henüz foto çekemediğim için yayınlayamıyorum ama çok güzel oldu.Korkuyla gittiğimiz kuaförden yeni saç modelimizle ayrıldık:)Her zaman gittiğimiz kuaför iki saat sonra geleceğini söyleyince bizde mecburen diğerine gittik.Şansımıza bizden önce küçük bir hanımın daha saçı kesiliyordu,zehrada ona bakarak heveslenir diye düşündük evet heveslendi ama işleri biraz uzun sürünce sıkıldı.Sıra bize geldiğinde isteksiz bir şekilde oturdu koltuğa,saçlarına su sıktık üzerine önlük taktık,Ve ilk makas darbesi atıldı,ardından ikincisi vs derken bizimkinde bir atak koltuktan kalkmak istedi ve başardı da:)Yarısı uzun yarısı kısa bir saç modeliyle kaldık:)Sonra ikna çabaları;önlüğü istemedi.Ona uygun bir tane taktık.Ama nafile,herzamanki kurtarıcımız yetişti imdada ''sakız''evet sadece iki tane sakızla,annesinin kucağında oturarak kestirdi saçlarını.Ama bu kadar sıkıntıya değdi doğrusu kuaför ablamızın elide gerçekten çok pratikmiş doğrusu o kadar hareket etmeye rağmen şaşmadan kesti:)Artık saçlarını toplamadan rahatça gezebiliyor güzel kızım.Saçları önüne gelmiyor...
Ve bir gelişme daha artık dişlerimizi dişmacunuyla fırçalıyoruz.Bir yaşından beri sadece fırça kullanıyordu.Ama dişlerinin tamamlanmış olması,ve kendisinin çok fazla istemesi neticesinde bizde macun kullanmaya başladık.Şimdi üç öğün sürekli banyoda:)Çok az miktarda sürüyoruz önce ben dişlerini fırçalıyorum sonra ona veriyorum kendisi fırçalıyor.Ellerimizide kendimiz yıkıyoruz artık ,köpük yapmaya bayılıyor.Tabi üst baş sırılsıklam ama olsun sonuçta temizlik değil mi:)

Buda ailece sevdiğimiz yemeklerden birisi ''fırında karnıbahar''Bu sebzeyi sevmeyenler birde böyle denesin.Zehra bayılıyor makarna niyetine bol bol yiyor:)

Son bir not daha brokoliyi sevmeyeneler birde mercimek çorbasının içinde denesinler harika bir sonuç elde ediyorsunuz. Tadı ve kokusu belli olmadan,sağlıklı bir sebze yemiş oluyorsunuz.Sevgiler...

26 Kasım 2009 Perşembe

bayram ve yolculuk

Ailemi ve sevdiklerimi görmek,işte bayramın en güzel yanı bu benim için.İnş ikinci gün saat 5,30 feribotuna aldık biletleri.Zehra 6 aylıkken birdefa gittik otobüsle bursaya,ve benim için bitmek bilmeyen bir yolculuk olmuştu.Toplu taşıma araçlarının hepsine tepkili olan kızım bu durumu şehirlerarası otobüslerde de sürdürdü:)O gün bugündür debiz otobüsüyle gidiyoruz bursaya.İlk zamanlar pek koltuk yüzü görmüyorduk,binerbinmez kendimizi mescidde buluyorduk.Çünkü o zamanlar tam yürüyemiyordu zehra.Oradn sıkılınca da doğru oyun parkına,arada bir lavaboları da ziyaret edip ellerimizi yıkıyorduk maksat vakit kazanmak:)Ve böylece tam birbuçuk saat geçiyordu.Başlarda acemi olduğumuz için feribot yanaşır yanaşmaz hemen yerimizden kalkıp kapıya yöneliyorduk,hemen ineceğiz ya sözde:)nerdeee yaklaşık bi 10-15 dk da orda bekleyip öyle iniyoruz.Tabi bu sürede bağıran sıkılan zehra var kucağımda:)İşte öyle böyle derken nihayet normal yolcu statüsüne girip nihayet koltuğumuzda yolculuk yapmaya başladık.Yanımıza boyama kitabı ve kalem alıyoruz yol boyunca çicip duruyor.Bende denizin tadını çıkartoyorum.Arada tuvalet molası veriyoruz ve tam ineceğimiz zaman kendimizi oyun parkına atıyoruz,feribot yanaşıp yolcular inmeye başlayınca bizde hazırlanıp iniyoruz ne de olsa artık tecrübeli olduk:)Ve yolculuğun en güzel anı bizi iskelede bekleyen abim,yengem ve yeğenimi gördüğümüzde yaşanıyor.Hep beraber arabaya binip evin yolunu tutuyoruz ikinci bir mutluluk babamı balkonda annemi kapıda beklerken yaşanıyor:)Ve sonra hep beraber yenen yemek ardından ablamların gelmesi hasret giderme zehrayla bol bol vakit geçirme kısımları:)O yüzden her bayram özeldir benim için.Allah Annemizi ve babamızı başımızdan eksik etmesin çünkü onlarla güzelleşiyor bayramlar...

21 Kasım 2009 Cumartesi

yeni bilgiler...

Çocukluğumuzda gece yatarken annelerimizi peşimizde koşturduğumuz içecektir süt.Gerçi benim böyle bir sorunum hiç olmadı her daim severek içmişimdir sütü.Sıcak soğuk farketmez.Hele ballı süt.Hastalandiğımızda hemen süt kaynatılıp birazda balla karıştırılıp oh mis gibi içerdik.Çokta rahatlatırdı...Ama hata ediyormuşuz bende bugün gazeteden öğrendim.Sıcak sütün içine balı karıştırıp içtiğimizde balın tüm özellikleri gidiyormuş.Çünkü balın +43 derecedn sonra içerisindeki yararlı etken maddeler ölüyormuş ve sadece tatlandırıcı etkisi kalıyormuş.Ben zehraya sıklıkla vermeye çalışıyordum ama pek beğenmiyordu,isabet olmuş:)
Ayrıca artık herkesin bildiği demir içeren besinlerle kalsiyum içeren besinlerin birlikte kullanılmamasından da bahsediyordu gazete.Yani pekmez ve yoğurt,ıspanak ve yoğurt,et ve ayran gibi...Bakalım daha neler değişecek hayatımızda...

20 Kasım 2009 Cuma

yeni alışkanlık...

Emmeyi bırakmak bizim için oldukça zor bir süreç olmuştu.O zamana kadar sadece emerek uyuyan zehra,artık ayakta sallanarak elde çubuk krakerle uyumaya başladı.Tabi bu durumda uzun sürmedi.Son bir kaç aydan beri kendi uyumak istiyor ama bende yanında yatacağım ve eli yüzümde olacak.Gece uyanıp yanında olmadığımı farkedince başlıyor anne diye bağırmaya.Aslında bu durum bizde genetik galiba:)bende annemin boynuna dokunarak uyurdum.Hatta ilkokula gidene kadar devam etti:)Ama annem çalışıyordu yani sürekli onu göremiyordum biraz bunun etkisi vardı bende,peki bizim kıza ne oluyor sürekli yanındayım.Sadece geçen sene bıraktım onu o da dersim olduğu günler ve 3-4 saat.Belkide hep yanında olduğum için yapıyordur bilemiyorum.Yani normal bir dokunma değil resmen parmağıyla oyuyor.Sürekli yanında yatmamı istiyor.İşin ilginç yanı zehra bugüne kadar hiç benimle yatmadı.Hep ayrıydık onunla.Korkuyor da olabilir,bide bu sıkıntımız var artık herşeyden korkuyor.Karanlıktan,sesten.Evde sürekli yanıma gelip anne korktum ben diyor.Neden korktun annecim diye sorduğumda ordan diyor ama sürekli farklı şeyleri gösteriyor.Çok üstüne gitmemeye çalışıyorum ama bakalım.İnş geçici bir durumdur...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Her çocuk kendi annesine özel.Yani düşünüyorumda zehranın ilk gülmesi,ilk dişi,emeklemesi,yürümesi şimdi de konuşması.Sanki dünyada sadece o yapıyor bunları,nasılda çevreme hevesle anlatıyordum.Yaşı zehradan büyük çocukları olanlar çok fazla tepki vermiyordu,şaşırıyordum:)Yani benim kızım konuştu çok büyük bir olay,evet ama sadece benim için.Zaman geçtikçe daha farklı düşünmeye başlıyor insan.Annelik gerçekten çok farklı bir şey.Yani anne olmadan kimse anlayamaz sanırım.Kendinden önce birini düşünmek?Düşünürsün ama herhalde annenin evladını düşündüğü gibi değil.O yediği zaman doymak,canı acıdığında yüreğinin sızlaması,aklının sürekli onda olması...İnsan yüreğinde bir ağırlıkla yaşamaya başlıyor.Tüm çocuklara daha farklı gözle bakmaya başlıyorsun.Anne gözüyle!Şefkat hat safhaya ulaşıyor...Sonrasında sadece rabbime şükrediyorum bana böyle bir duyguyu yaşattığı için.


Gelelim bizim küçük hanıma,keyfimiz yerinde çok şükür.Bayramlıklarımızı aldık gün sayıyoruz:)İnsan ailesinden uzak olunca bayramların önemi daha da artıyor

Yeni aldığımız puzzle ve bebek arabasıyla vaktini geçiriyor zehra.Ama en çok arabayla.Tüm gün ordan oraya gezdirip duruyor bebeğini.Yalnızken çok güzel oynuyor,Ama biri geldiğinde oyuncakları birden değer kazanıyor.Kolay kolay vermiyor.Bende çok üstüne gitmiyorum,çünkü gidince daha da hırçınlaşıyor.Bir müddet sonra normale dönüyor zaten.Bu yaşın normal hallerini yaşıyoruz yani.birkaç kareyle son noktayı koyalım.Şimdilik bizden bu kadar...
.





9 Kasım 2009 Pazartesi

Haftason eşimin kuzenini evlendirdik.Cumartesi kına ve pazar nikah derken oldukça yorulduk.Ama birilerinin keyfi çok şükür yerindeydi.Kına gecesinde biraz mızmızlandı ama sonrasında tempoya ayak uydurup kendini pistte buldu.tabi ordan indirebilene aşk olsun:)Arada anneyi de kaldırmaya çalışssada pek başarılı olamadı kendisini zeynep ve ayşe ablasına emanet edip bir güzel kuruldum sandalyeye.Nikahta daha da eğlendi.Tabi bunda havanın güzel olması ve nikaha erken gitmemezinde etkisi büyük...Nikah saatine kadar koşturup durdu.Minik vücut en son arabada pes etti ve derin uykuya daldı.Ama kısa bir uyku oldu.Çümkü yarım saatte evdeydik:)Daha doğrusu babaannede.Konyadan büyük teyzeler ordaydı hep beraber hoş vakit geçirdik.Gece burda bitti mi peki ?hayır...Ordan tatlı esatın doğumgününe katıldık zehra arkadaşlarıyla buluştu ,kalan son enerjisinide burada harcayarak tekrar babaannenin yolunu tuttuk.Ama benim halim kalmadı.Sesim kısıldı,birazda öksürük başlayınca kendimizi hastanede bulduk.Herzamanki rahatsızlığım alerji ve faranjit...neyse ilaçları ve zehrayı alıp son durak olan evimize saatler gece 12 yi gösteriyorken ulaştık.Zehra artık pess etti ve sabaha kadar yani 10,30 a kadar hiç kıpırdamadan uyudu:)Bende böylece dinlenmiş oldum...
bir videoyla son noktayı koyalım.Herzaman ki evciliklerimizde bir görüntü,zehra bebeğini doktora götürüyor:))

1 Kasım 2009 Pazar

atlantis çıkatması:))

Hem geç kalan doğum gününü kutlamak,hem de babasının yeğenlerine verdiği sözü yerine getirmek için cuma günü cevahire gittik...Başta zehra herşeyden korktu.Karanlıktı,köpekbalığı şeklinde bir tren sürekli dönüp duruyordu ee haliyle içindekilerde çığlık çığlığa:))sürekli anne korktum ben bundan diye diye bir türlü apapte olamadı.Haksızda sayılmazdı aslında.Ben çok hoşlanmıyorum o tarz yerlerden ama havalar malum,başka çare bırakmıyor bize...




bu oyun bahçesinde çok eğlendi zehra,bi ara kuzenleriyle yukarıya çıktı inemeyince bastı çığlığı:)zor çıkardık...sonra alıştı.Birazda uykusu vardı sanırım ondan kaynaklanıyordu huzursuzluğu...



en zevk aldığı oyunlardan birisi,ekrana sürekli dokunup durdu...Malum bilgisiyarlara karşı özel ilgisi var:)

uykudan önceki son hallerimiz,Babasını indirip benim binmemei istedi.Niyeti sonradan anlaşıldı hanımın,uykusu gelmiş...Direksiyonda uyuya kaldı,hatta uykusu bölünmesin diye iki tur attık:)


babası uyanana kadar kucağımda taşıdı:)o kadar gürültü vardı ki;iyi bile uyudu meleğim...






o kadar çok yorulduk ki,çıkışta arabayı nereye parkettiğimizi hatırlayamadık:)biz arabayı ararken minik hanım da alışveriş arabasında dinlendi:))

28 Ekim 2009 Çarşamba

iki yaş kontrolü

Herzaman olduğu gibi yine randevu saatinde giremedik kontrole.Gerçi iki yıldır alıştık artık ama yinide her seferinde insan geriliyor...Hele zehra bebekken bu gerilim hat safhadaydı.Şimdi ağlayacak,şimdi acıkacak diye diye sıkıntılar basıyordu.Sağolsun doktor çok kalabalık oluyor.Araya da acil hastalar girince haliyle saatler biraz kayıyor.
Neyse zehra üst kata çıkar çıkmaz başladı ağlamaya o farklı bir yere gideceğimizi düşünüyordu sanırım:)ikna etmek epey zor oldu.Sonra ağlayan bir bebek gördü onu teselli etmeye çalıştı''ağyama bebek annen gelcek şimdi'':)tabi susmadı...bizde tabi hemen fırsattan istifade başladık ''annecim o bebek ağlıyor,küçük bebekler ağlar ama sen abla oldun ağlama tamammı''demeye.Bak içerde oyuncaklar var bizi çağırınca sanada verecekler türünden avuntular yaptık ama tabi çocuk bu çok fazla ikna olmaz:)içeri girince yine başladı ağlamaya.Neyse balon filan verdiler biraz sustu.Sağlımız yerinde çok şükür gelişimimiz normal boyumuz 91.5 ,kilomuz 12,300 kilo almamış zehra boyu uzamış.Vitamin verdi.Aşımızıda olduk bir güzel,şimdi altı ay sonra tekrar geleceğiz.Bu arada doktorumuz 4 yaşına kadar altı ayda bir,4 yaşından sonra da yılda bir kontrole gidilmesi gerektiğini söyledi bakalım hayırlısı artık...

26 Ekim 2009 Pazartesi

iyiki doğdun meleğim...


Koskoca bir yıl daha geçti ,ama senin varlığınla her günü ayrı güzeldi.Sen yokken nasıl geçiyormuş günlerimiz,hayatımız ne kadar renksizmiş.Evet uykusuz gecelerimiz,yaramazlıklarınla geçen günün sonunda nasıl uyuduğumuzu bilemediğimiz zamanların sayısı az değil,ama senin bir gülüşünle annecim diye sarılıp öpmenle hepsini unutuyoruz.

Rabbim seni kendine layık kul,bize layık evlat eylesin inş.İyiki doğdun meleğim:)


Evet bu güzel cümlelerin ardında gelelim iki yaşın bize getirdiklerine;Güzel kızım dün itibariyle tuvaletini tamamen söylüyor artık.Birtek gece uykusunda bağlıyoruz altını inş onu da zamanla halledeceğiz.Bize kurduğu karşılık cümleleriyle şaşırtmaya devam ediyor bizi.Sabah kalktığında, ki bu anı hiç kaçırmak istemiyorum çünkü en tatlı olduğu zaman dilimi bu:)kalkalım mı kızım dediğimde ''bidaha uyuyacağım''deyip yataktan çıkmak istemiyor hanım.Bu özelliğide kime çektiyse artık(babamızın kulakları çınlasın).Yemek yedikten sonra hemen sofrayı toplamaya başlıyor,''anne al bunu''deyip uzatıyor getirdiklerini.Artık kıyafetlerini kendisi çıkartıp giymeye başladı.Hatta bazen onu altındakini çıkartmış vaziyette tuvalette buluyorum:)Çişi gelmiş:)

Her sabah uynadığında yatak odasına koşup babasına bakıyor,onu göremeyince''anne babam işe gitti,para kazancak ''diyor.Ve devamında''gelince gezmeye gitcez''lafını eklemeyi de unutmuyor:))Tabi baba gelince mecbur bir yerlere gidiliyor.Hiç olmassa bir markete:)

Bir bakmışsınız evin içinde taze simit satan şirin bir simitçi oluveriyor:))Onu da nerden öğrendiyse.Başına yastığı alıp başlıyor bağırmaya''simitçi geldi''diye...İnsan nasıl dayansın böyle güzel simit satan birinden simit almadan?Dayanıyoruz işte çünkü bize simit vermiyor.''Annecim simit verirmisin''diyorum.''olmaaazz''diyor:)

Kız olmanın verdiği hassaslıkla sürekli kıyafet değiştirmek istiyor,erken başladık sanırım :)Hele üstüne birşey dökülsün.Hemen başlıyor''anne başka giydir''demeye.Eğer aldırış etmessem gidip çekmeceden ne bulursa alıp getiriyor:)

Birazda yemek alışkanlıklarından bahsedelim...Çok şükür artık gece aralıksız uyuduğu için gece yeme alışkanlığımız bitti.Sabah klktığımızda hemen bir kaşık pekmezi mideye indiriyoruz,aradan biraz zaman geçince peynir,recel yumurta,tereyağ sütten oluşan kahvaltımızı yapıyoruz.Arada menü değişiyor ama çoğunluk böyle.Meyveyi sürekli yediği için özel saatimiz yok.Elma ve muz hastası.Hele muz,saklıyorum artık yoksa hepsini bir günde bitirecek:)Sakladğım halde görürse ''anne bidaha mus gördüm ''diyor:)Yayla çorbası hala favorisi.Diğer çorbalarıda içiyor tadı kötü olmadığı sürece:)Sebzelerden karnabahar ve kerevizi sevdi,ıspanağı pek beğenmedi.Değişik türlerde yapıp yedirmeyi deneyeceğim bakalım.Et,balık,tavuk hala sevdiklerimiz arasında.Ama makarna,patates kızartması ve pilav kesinlikle hayır diyemediklerimiz:))Birde günlük meyve suyumuz var.Havuç,elma,mandalina ve armut.Hergün bir bardak sıkıp veriyorum.Bayıla bayıla içiyor çok şükür.

Bu hafta son aşımızı olacağız inş.Yarın randevu alacağız bakalım.En son 6 ay önce gitmiştik,Neler olmuş görelim minik bedende:)

Şimdilik bu kadar bizden, bizim melek uyuyalı çok oldu fazla geç kalmadan yatsam iyi olur:)

16 Ekim 2009 Cuma


Bayramın ikinci günü kızımın topladığı ilk harçlıklarla aldığımız masa ve sandalye.Zehra artık herşeyi orda yapıyor.Yemek yiyor,resim yapıyor ve hatta oyuncaklarıyla bile orda oynuyor...Bu aralar bebeklere ve hayvanlara fena takmış durumda.Ayımız,filimiz,maymunumuz ve köpeğimiz.Onlarla ilgili masallar anlatıyorum zehraya.Genelde kendisinden yapmasını istediğim şeyleri hayvanlar üzerinde kurguluyorum...Oldukça işe yarıyor.Tuvalet eğitiminde en büyük yardımcım oldular...

14 Ekim 2009 Çarşamba

anlatacak çok şey var:))


Evet gerçektende çok uzun zaman oldu,en azından bizim için.Bilgisayarımız zehra hanımın sayesinde ramazanda bozuldu ve servise gitti,daha yeni elimize alabildik.Orası da ayrı bir konu.Neyse ben sadece kızımdan bahsadeceğim bugün.Çünkü o kadar çok gelişme oldu ki hayatımızda sadece bunlardan bahsetmem yeterli olur sanırım:)

Öncelikle tuvalet eğitimi konusunda çook büyük adımlar atıldı.Yazın başladığımız çalışmalar ramazanda sonuç verdi.Artık gece ve öğle uykusunun dışında bez bağlamıyoruz.Kakasını kendi söylüyor ama çiş geldiğinde sonuna kadar bekliyor:)bende takip ediyorum.Lazımlığada yapıyor klozetede.O yüzden çok rahatız.Gittiğimiz yerlerde problem yaşamıyoruz çok şükür.Zaman geçtikçe daha da düzene giriyor.Sanırım gerekli olan sadece biraz sabır...

Artık çok uzun cümleler kutuyoruz.Onu dinlemek öyle keyifli ki;Hele kendi kendine konuşmaları yok mu kesinlikle dinlemeye değer:)Birlikte kitap okumaya bayılıyor akıllı kızım.Hele daha önceden bildiği bir masalsa hemen lafa karışıp başlıyor anlatmaya:)

Bizi sevindiren gelişmlerden biriside artık sabaha kadar aralıksız uyuması,bunda dişlerinin tamamlanmış olmasınında etkisi büyük.

Aslında anlatacak daha çok şey var ama aklıma bunlar geldi ,bilgisayarı bulunca hemen yazayım istedim.Şimdi mışıl mışıl uyuyor tatlı kızım.Onun büyüdüğünü görmek çok keyifli.zaman geçtikçe paylaşımlarımız daha da artıyor canım kızım seni çok seviyorum...

1 Eylül 2009 Salı

Herşeyi kendisi yapmaya meraklı kızım,yemek konusunda da beni şaşırtmıyor:)Elimde tabağı her gördüğünde ya da yemek yenileceğini anladığında hemen başlıyor anne "dendim, dendim" demeye,kendisi yiyecekmiş küçük hanım.Başarıyorda...bende çok müdahele etmiyorum.Biraz yere döküyor,dökülünce hemen inip peçeteyle döküleni topluyor sonra yemeğe devam ediyor...

27 Ağustos 2009 Perşembe

kilitli kaldık...


Herhalde bir annenin başına gelebilecek en kötü olaylardan biridir,çocuğunun kilitli kalması,kaldığı yer birde banyo olunca durum daha da vahimleşiyor.Gelelim olayın nasıl cereyan ettiğine.Görünüşte her sabah gibi bir sabahtı,zehra 11 gibi kalktı,yanına gittim, biraz yatak keyfi yaptık ve herzamanki gibi bezimizi çıkartıp banyoya gittik(hala çişimizi söylüyor değiliz,sadece ben daha sabırlı çıktım)oturağa oturmadan "anne dapıyı dapa,dit "dedi.bu da normal çünkü herseferinde beni dışarı çıkartıp tek başına yapmayı seviyor.Kapı kapanır kapanmaz korktuğum şey başıma geldi içerden çıt sesi.Zehra kapıyı kilitledi:(Aslında kapıyı kilitlemeyi öğrendiğinden beri üzerinde anahtar bırakmıyorduk,ama önceki gece evde misafir olunca durum farklı oldu.Neyse o an o kadar kötü oldum ki;hemen eşimi aradım o gayet sakin bir şekilde komşuyu çağırmamı ve camı kırmamızı söyledi!Tabiki yapmadım...zehra kapının arkasında ve üzerine cam düşebilirdi,neyse teli kapatıp biraz sakin düşününce(bu arada zehraya sürekli anahtarı çevirmesini söylüyorum,o da çevirmeye çalışıyor ama tabi minik parmakları pek beceremiyordu)aklıma anahtarı itip düşürmek geldi,hemen bıçak alıp ileri itmeye başladım zehraya da anahtarı çekmesini söyledim ve nihayet anahtarı çıkardı.Hemen kapının altına elimi uzattım zehra anahtarı bana verdi ve kapıyı açtık...Tüm bu olanlardan sonra zehra nasıl mıydı?inanılmaz mutlu çünkü o bütün bunların bir oyun olduğunu düşünüyordu:)şimdi sürekli banyoya gidip anahtar arıyor.Amma akıllandık kesinlikle üzerinde bırakmıyoruz.Ne diyelim allah beterinden saklasın,ucuz atlattık:)))

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Yaşarken çok farkında olamasakta günler su gibi akıp geçiyor...İşte bir ay daha bitti,artık 22 aylığız.Sadece bu da değil,koca bir yıl beklediğimiz ramazana kavuştuk çok şükür.Üsküdar'a taşındığımızdan beri ramazanı daha bir güzel yaşar oldum.Malum ailem burda değil ve ben onlarsız ramazanlara hiç alışkın değilim.Ama burda öyle güzel insanlar var ki ,bana bu eksikliği yaşatmıyorlar.
Gelelim bizim miniğe yeni bir ay dedik ya ondan bahsetmessek olmaz.Geçen ay en büyük problemimiz uykuydu,biraz düzene girmeye başladı.Yani sahurda bizimle oturup yemek yemesi,Sonrasında onu uyutmak için verdiğimiz mücadele(yaklaşık iki saat sürüyor)evet bu zaman dilimlerini çıkartırsak aralıksız uyuduğunu söyleyebilirim:)İnanıyorum daha düzenli bir uykuya kavuşacağız inş,benimde aralıksız 6-7 saat uyuyabileceğim günler gelecek elbet:))Sürekli erken yatıp erken kalkmaya alışmış biri olarak,(ki okul döneminde bile 11 de yatmışlığım çok yoktur) bu düzen beni çok rahatsız ediyor.Gece uykusu benim için çok önemli,sabah istediğim kadar geç kalkayım eğer gece uyumamışsam kendime gelemiyorum.Sabırla bekliyorum şöyle zehranın 10 gibi yatıp sabahta 9 gibi kalktığı günleri:)

Öğle uykumuzda bir problem yok çok şükür en az iki saat uyuyoruz.Yemekte de bir sıkıntı yaşamıyoruz. şimdilik yemek seçmiyor.Ufak tefek oluyor ama çok fazla değil.Yani sadece tadını beğenmezse yemiyor.Et,tavuk,sebze,çorba evde ne pişerse hepsinden yiyor.Robattan geçirmeyi çoktan bıraktık.Sebzeleri rahatlıkla yiyebiliyor artık(bu bizim için büyük problemdi).Kahvaltıya özellikle dikkat ediyorum,kesinlikle geçiştirme olmuyor.Reçele bayılıyor,Her sabah mutfağa girip neler yiyeceğimizi sayıyoruz birlikte.Krem peynir yiyoruz,normal peynirle aramız pek yok.Gerçi bu sefer tuzu az olan bir peynir almıştık onu sevdi.Arada farkettirmeden onuda veriyorum.Ama anlarsa yemiyor.Yumurtayı hala seviyoruz.En az iki günde bir haşlanmış yumurta yiyor.Salatalık vazgeçilmezimiz...


Veee meyveler evet kesinlikle hayır diyemediğimiz yiyecek.Ne zaman aklına gelse,anne meyve diye etrafımda dolanıyor.Yemek alışkanlığı kesinlikle babasına çekmiş.O da yemek ayırmaz ve meyveyi çok sever:)





Sütü çok sevmiyor zehra,tabi fincana koyup karşılıkla içersek o zaman durum farklı.:)Sayesinde bende hergün bir fincan süt içiyorum:)İçermiş gibi yapamam çünkü içine bakıyor boş mu diye.Akıllı kızım benim...



En büyük eğlencemiz tabi ki park,hemen her akşam sahildeki parka gidiyorz.

Senanur,zehrayla aralarında kırk gün var.Beraber büyüyorlar.Zehra onunla parkta oynamayı çok seviyor...



işte zehranın en sevdiği kaydırak.Bayılıyor bundan kaymaya.Tek başına çıkıyor,oturuyor ve kayıyor.Biraz endişeli izlesem de,gözlerindeki mutluluk herşeye değer:)


10 Ağustos 2009 Pazartesi



Ne zaman mutfağa gidip yemek yapmaya kalksam küçük hanım hemen arkamda bitiyor, e tabi o yanımda anne diye bağırırken yemek yapmak ne mümkün.Bizde bu işe bir çözüm bulduk artık ben ne yaparsam kullandığım eşyaların benzer ve daha az zararsız olanlarını onada temin ediyoruz,Böylece hem ben işimi yapıyorum hemde o sıkılmadan oynuyor:)Tabi ortalık biraz ıslanıp dağılıyor ama olsun sonuçta hem o mutlu hem ben:)Artık camları beraber siliyor,evi beraber süpürüyor,beraber toz alıyoruz.yemekleride beraber yaptık mı değmeyin keyfimize:)
Bu arada babamız kendine oyalanacak bir iş buldu,zehrada eski haline döndü,Tüm derdi babaymış.O evdeyken o kadar nazlı oluyor ki;hayır kız çocukları babaya düşkün olur kendimden biliyorum ama bizimkisinde bu durum hat safhada:)Tabi bunda babanında onunla ilgilenip oyun oynamasının katkısı büyük.Neyse artık normal yaşantımıza döndük,bakalım küçük hanım daha neler yapacak...

7 Ağustos 2009 Cuma

"ZOR" kızım


Gerçekten zor kızım,hele bugünlerde daha da zorlaştı.İnatçı ve inanılmaz meraklı oldu.Gece uykusu gelmeyen,gündüz uyumak istemeyen,parka hiçbirzaman hayır diyemeyen yanında dondurma kelimesini söyleyemediğimiz minik cadı bir kız işte.Ama bazen sabır sınırlarını oldukça zorluyor.Nasıl davranacağımı bilemediğim zamanların sayısı o kadar çok ki;Enerjisini atması için hergün parka götürüyoruz ama sonuçta bitkin olan biz,gayet enerjik olan o : )Sürekli farklı şeyler istiyor bir oyuna odaklanma süresi çok az,daldan dala atlıyoruz sürekli.Sürekli yeni oyunlar geliştiriyoruz.Bu günlerde tam bir şarkı tutkunu oldu.Bildiğim bütün çocuk şarkılarını söylüyorum,yetmediği yerde kendim besteliyorum:)Uykuya dalmadan önce hangisini istiyorsa onu söylüyoruz.İşte onlardan bir tanesi;

Annem bana bir bebek aldı

Yanakları al aldı

Gözleri boncuk mavi,

Saçı da kumraldı.

Ben bebeğimi çok severim

Şekerle beslerim.

Yaramazlık yapınca

Kulağını çekerim.....


Böyle devam ediyor.Bakalım daha neler öğrenecek benim güzeş kızım...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

kısa bir aradan sonra yine biz:))












Nihayet tatilimizi bitirip evimize kavuştuk.Artık bavul hazırlayıp boşaltmaktan çok yoruldum.Ama güzel kızım mutlu oldu ya o bana yeter.Eve döndükten sonra yine uykusuzluğumuz başladı.Gece sürekli kalkıyor ve babasını istiyor.Emmeyi bıraktıktan sonra babaya iyice düşkün oldu.Tabi bunda babasının tatilde olmasının da payı büyük.Babayı oldukça yormuş olsakta esas sorun okullar başlayınca yaşanacak:(Gece zehrayı ikna edemiyorum bazen öyle bir tutturuyor ki baba baba diye,dayanamayıp kalkıyor babası...Sabırla bekliyoruz uzun uykusuz geceleri:)

Bunların dışında zehra aynı zehra,yaramaz ve meraklı...Yani sadece çocuk,o görevini yapıyor bizde görevimizi inş onu hakkıyla yetiştirebiliriz.Allah yardımcımız olsun...

20 Temmuz 2009 Pazartesi

ikinci tatil:)

Evet ilk tatilimizi hayırlısıyla atlattıktan sonra,ayağımızın tozuyla ikinci tatilimize başladık.Şimdi ailece karasudayız.Zehra ilk gece bizi epey yordu.Çok ağladı.son azılar geliyor.İkinci gece fitil verip yatırdık bütün gece hiç kalkmadı.Şimdi fitil verip vermemekte tereddüt ediyorum.Bakalım karar vereceğiz artık.Onun dışında gündüz oldukça mutlu.Burda ablaları var.Onlarla oynuyor.İlk gün havuzdan kotktu sokamadım.İkinci gün yavaş yavaş alıştı.Kucağımda girdi.Ama simiti istemedi.Daha sonra onada ikna ettik(uğur böceği sayesinde)güzel vakit geçirdi havuzda.O hizla birde denize gitik tabi orayada girmedi.Kumda oynadı bizimde girmemizi istemedi kıyıdan sürekli baba diye bağırıyordu:)Ondan kaçıp girebildik.
Tuvalet eğitimine burda başlarım diye oturağımızı getirdik ama başlayamadık bir türlü.Zehra genellikle yaptıktan sonra söylüyor.Bakalım ilerleyen günlerde devam edeceğiz.Emmeyi bıraktıktan sonra iştahımız artmıştı,şimdi dişten dolayı biraz azaldı sanırım.Kahvaltıda hala yumurta yiyoruz.Peynirve sütü sevmiyoruz.Salatalık evet domates hayır.Karpuz evet kavun hayır.Kayısı ve armut seviyoruz.Mısır ve dondurmaya asla hayır diyemiyoruz:)Köfte ve tavukla aramız çok iyi değil.Sebzeleri nazlanarak yiyoruz.Çorba hala favorimiz:)İşte bizde böyle.İnş resimleride ekleyeceğim.Bilgisayarda biraz sorun varda.Bakalım hayırlısı artık...

13 Temmuz 2009 Pazartesi

ÇİRKİN OL ZEHRA:)

Fotoğrafını her çektiğimizde güzel kızımın verdiği poz...