27 Kasım 2010 Cumartesi

Güzel bir bursa keyfi yapıp döndük evimize.Bu sefer zehra istanbula dönmek istemedi.Giderkende ananemde gelsin diye ağladı.Babamda buraya gelsin gitmeyelim diye söylenip durdu.Ama feribottan inipte babasını görünce herşeyi unutuverdi:)Eve gelmeden babaanneye uğradık,ayşe ablamızda ordaydı.Oynadılar beraber.Gideceğimizi söyleyince başladı ağlamaya.Neyse ayşe ablamızıda beraber getirdik.Sabahtan beri oyun oynuyorlar.Uyku da uyumadı şimdi başladı mızmızlanmaya.Birazdan eşim gelecek tekrar babaanneye maç izlemeye gideceğiz.Oldukça fanatiğiz:)Tabi zehra ne kadar müsade edecek bilmiyorum ama.Öğle uykusuna yatmadığı zaman böyle oluyor.Sürekli mızmız,ağlayan bir zehra...O yüzden çok dikkat ediyorum uyku saatine.Aslında bugünde uyuyacaktı ama tam o sırada komşu geldi torununun sınavı varmış ders çalıştık.Tabi sonra uyku için artık çok geçti.Neyse bugünlük artık böyle olacak.Yarında misafirlerim var.Temizlik yapmam lazım ama benim hiç halim yok.Her yerim ağrıyor.İnş grip olmam.Bugün çamaşırla geçti günümüz.Evde olmayınca anında dağ gibi yığılıyor...Henüz bitmedi yarın devam edeceğiz artık.Bide arkasında ütü...Daha kemik kaynatıp suyunu dolaba atmam gerekiyor.Suyunu buz torbasına koyup öyle saklıyorum.Kullanımı kolay oluyor.Neyse sağlıklı olayım da elbet bütün işler biter..şimdilik bu kadar.Yavaş yavaş hazırlansam iyi olur...

13 Kasım 2010 Cumartesi

tam evimize yerleştik rahat rahat oturalım derken,geciken kapılarımız geldi.Perşembe ve cuma günü berbat durumdaydık.Evi toz aldı götürdü.Biter bitmez başladık temizliğe.Her tarafı sil baştan kaldırdık tekrar.Tabi daha bitmedi.Ama ben çok yoruldum.Bahaneyle bayram temizliğinide aradan çıkardık diyeceğim ama,zaten ev pek kirlenmemişti:)Neyse bayram dönüşü gelecek misafirlerim var onlara hazırlık oldu.
Bu arada benim küçük kızım birey olduğunun iyice farkına vardı.Hatta fazlasıyla.Kıyafet,yiyecek,ayakkabı,toka vs.tüm tercihleri kendisi yapmak istiyor artık.O yüzden dışarı çıkalım dediğimde evde kısa süreli kargaşalık yaşanıyor.Kızım bu kıyafeti giy,hayır anne ben bunu giyeceğim.Genelde seçtikleri dışarının havasına göre değil de,kendi havasına göre oluyor.Soğuk havada içine badi ve çorap giymeden elbise giymek istiyor,ayağına da bot yerine yazlık ayakkabı:)Bana değil de babasına karşı daha çabuk ikna oluyor.Onun sözü daha çok dinleniyor yani:)Ben biraz yumuşak davranıyorum sanırım.
Parkta kendi yaşıtı birini gördüğünde hemen yanıma gelip,anne onun ismini sorayım mı?diyor,onayı alınca gidip başlıyor konuşmaya.Adın nı?kaç yaşındasın?bunlar giriş cümleleri sonrasında evde yaptıkları,ayşe bebeği vs...İnsanlarla konuşmayı çok seviyor.Yolda giderken başlıyor anlatmaya,birde vurguları var ki sormayın:)Yalnız biraz yarım konuşuyoruz.Yani ben anlıyorum ama herkez çok iyi anlayamıyor.Zamanla düzeleceğini düşünüyorum.Birde tuvalet problemimiz var.Kendisi mi tutuyor,yoksa başka bir problemimi var bilmiyorum ama ciddi sorun olmaya başladı.Doktoru tatildeymiş gelince inş gidip göstereceğiz bakalım.Şimdilik bizden bu kadar...

1 Kasım 2010 Pazartesi

Dün uğurladık anneanne ve dedemizi,zehrayı ikna etmek biraz zor oldu ama kabullendi o da.Beraber bindirdik feribota.Son anda bende gideceğim diye tuttursa da,park ve deniz lafını duyunca çabuk vazgeçti.Eve gelip uyuduktan sonra sordu.Niye gittiler diye.Neyse ki bayram yakın inş bizde gideceğiz.Uzun kalmayacağız ama olsun onları görmek bile bana yetiyor.Havalar düzeldi burda.Güneş yüzünü gösteriyor hergün.Bizde fırsatları değerlendirip çıkıyoruz anne kız.Yoksa Zehra'yı evde tutmak mümkün değil.Bugün erken kalktı,kahvaltısını yaptırıp,evi düzenledikten sonra Üsküdar'a gittik.Kitap sözümüz vardı ona.Kitapçıya gidene kadar yoruldu küçük hanım.Başladı söylenmeye beni kucağına al diye.Birde yolda berberin önünden geçiyoruz,losyon sürmüşler sanırım Zehra bu kokuyu duyunca ''anne babam gibi kokuyor ''dedi:))Ne kadar dikkatliler.Kokuları dahi ayırt ediyorlar...Neyse kitapçıya vardığımızda hemen üst kata çıkıp çocuk kitaplarının olduğu bölüme geçtik.Zehra kaptırdı kendini eline bir sürü kitap alıp geliyor anne bunu alalım,ben bunu beğendim diye...Hangi bölümden seçmesi gerektiğini söylüyorum ama dinleyen kim.O başka diyarlarda:))Epey bir zaman geçirdikten sonra zor zahmet ikna edebildim.Kitaplarını bir güzel düzeltti,öyle indirdi kasaya.Sıraya girdi kasadaki kişiye uzattı.Poşete koyduk yol boyu kendisi taşıdı.Bende zehraylar beraber hepsini taşıdım:))Çünkü yürümedi,ağladı eve gitmek istiyorum dedi.Toka alalım mı sana dedim bir feryat kopardı ''hayııırr benim tokalarım var evde diye''şaşırdım,Masrafsız kızım:))Yokuşları çıka çıka ulaştık evimize.Hemen kitaplarını çıkardı poşetten çantasına koydu anne ben okula gidiyorum dedi:))Sonra beraber boya yaptık.Yani aslında o yaptı.Bana pek vermiyor.Ama birlikte yapmak istiyor.Oyunun merkezinde o var ben sadece figüranım.İstediğinde beni dahil ediyor...Resimlerden birinde tavuk vardı ,yanında da tekerlemesi.Ben tekerlemeyi söylemeye başladım ''Tıkı tıkı tavuklar,Yumu yumu yumurtalar,yumurtada fayda var,pek de nefis tadı var''Dinledi dinledi hemen itiraz geldi,''hayır anne yumurtada civciv var,fayda yok:))Soyut düşünemediği için bu gibi daha birçok şeye itiraz ediyor.Mesela çizgi filmlerde hayvanlar konuşuyor ya ,başlıyor söylenmeye'' anne kediler hiç konuşur mu?konuşmaz ki ama onlar konuşuyor...''bilmiş kızım.Şu an uyuyor çok zor uyudu.Gözünden uyku akıyor ama direniyor.Uykuyla pek arası yok.Sesten çabuk etkileniyor.Neyse ki şimdi oturduğumuz ev diğerine göre daha sessiz.İyice dinlenir inş.
Annemler gitmeden doğum gününü de kutladık kızımın.Aile arasında küçük birşey oldu ama olsun maksat çocuklar mutlu olsun:))Bu fotolarda o günden...



kuzenleriyle beraber çok güzel vakit geçirdiler.Ama sürekli kızlar yavaş kızlar yavaş demek zorunda kaldık.Malum apartman dairesi.Babaanneden alışkınlar orda istedikleri gibi hoplayıp zıplıyorlar.Ev dubleks olunca kimse de susun demiyor:)enerjilerini rahat rahat boşaltıyorlar...