30 Ekim 2017 Pazartesi

Gecikmiş doğumgünleri:)


 Doğum günlerinin bizim hayatımızda önemli bir yeri vardır.Her birimizin ayrı ayrı özenle kutlanır.Arkadaşlarla,aile ile...Bir de işin hatırlanma boyutu vardır ki;benin en çok önemsediğim kısım budur.Sağ olsun sevdiklerimde hiçbir zaman atlamazlar bu günü:)
 
 Önce Anane evinde kutladık Sevdemin doğumgününü.Artık 7 yaşında meleğim.
 Zehram 10 yaşını bitirdi.İki doğum günü yapıldı.Bir üçüncüsü için hazırlanıyoruz:)

10 Ekim 2017 Salı

Tatil günlükleri 3

  Ekim ayına girmiş olabiliriz,sonbahar gelmiş olabilir.Ama biz tatil fotoğraflarımızı eklemeye devam edelim.

Rotamız Kaş-Kalkan.İlk durağımız Eskişehir oldu.İlk defa gittiğim bu güzel şehri çok beğendim.



Kısıtlı vakitte gezebildiğimiz yerler...Bir de "çibörek" yemeden dönmeyin derim...

İkinci durağımız Salda Gölü oldu.Tabi yol üstü rotası olduğu için birkaç saat kalabildik.




Vee Antalya.İnanılmaz sıcaktı.Sıcak kelimesinin içinin tam olarak dolduğu şehir. Doğası,yeşili güzel şehir:)






Tarihi mekanlarda huzur bulduğum doğrudur:)
Ve bu fotoğrafla tatile son noktayı koyalım...Yoğun bir dönem hatta çok yoğun bir dönem bizi bekler.

29 Ağustos 2017 Salı

Tatil günlükleri 2.

Okullar açılmadan yaz tatili aktivitelerini eklemeyi istiyorum.Ama o kadar yoğunum ki;şu an masanın başına nasıl oturabildim farkında değilim:)

    Minik arkadaşımız Yusuf Selim'in partisine katıldık.Kızlar gönüllerince eğlendi.Biz de dostlarla bol bol sohbet ettik.

Sadece kızlar eğlenmedi tabi tatilde.Uzun zaman oldu konsere gitmeyeli.Tarkan konseriyle bu uzun zaman dilimini kırmış olduk


21 Ağustos 2017 Pazartesi

Bisiklet,uçurtma,anılar...

 Kendimi şanslı hissediyorum.Güzel bir çocukluk geçirdiğim,doyasıya oyun oynayabildiğim,hayallerimin peşinden koşabildiğim için...
  Dün Maltepe'ye gittik.Bence İstanbul'un en güzel yerlerinden biri.Hele bisiklet sürmek için vazgeçilmez.Sağınız deniz,solunuz yeşillik...Bu sefer uçurtma da uçurduk.Zehra'ya küçükken nasıl uçurtma yaptığımızı anlattım.Abim bu işte ustaydı.Sekizgen,altıgen,uzun kuyruklu uçurtmalar yapar,komşu çocuklarıyla yarışırdık.Kimin uçurtması daha yükseğe çıkacak diye.Sonuçta gökyüzünde birbirinden güzel, rengarenk uçurtmalar geçit yapardı.Şimdi sadece satın aldık.Yaptığımız uçurtmalara benzemiyordu hiçbiri.Küçük,dayanıksız.Ama uçurması aynı keyif:)Hemen tüyoları verdim kızlara.Nasıl daha yükseğe çıkar,nasıl rüzgara göre yönlendirilir...Unutulmuyormus bazı bilgiler.Hele yaşayarak,keyif alarak öğrenilenler:)
        Üstüne basıp geçiyoruz bazen güzelliklerin...Onca yaprak arasında aslında en çok fark edileni.En çok özel olanı...
Git gel,kaç km yol yaptım bilmiyorumçBana kattığı huzur her şeye değerdi...


17 Ağustos 2017 Perşembe

Tatil günlükleri 1.

  "Tatil" sözcüğü anlamsız gelir bana.Sadece yazın mı olur mesela bu tatil.Ya da illa bir yere gitmek mi gerekir? Yalnızca  yılın belli zamanlarında mı olmalıdır?Evde oturanlar için tatil nedir?
  Sizi bilmem ama benim için kendime ayırdığım 5 dakika bile tatil hükmünde sayılır.Huzur bulduğum her an,mutlu olduğum her dakika tatildir.
   Biz neler yaptık bu genel "tatil" zamanında.

 

Önce İstanbul'un tarihi mekanlarını ziyaret ettik.
İlk durağımız Ayasofya idi.Bol bol fotoğraf çekip soru sordular.Resimleri ayrıntılı incelediler.Ve her resimde Hz.İsa figüründeki el işareti dikkatlerini çekti.Zira hepsinde aynı sembolü gösteriyordu...
Sonraki durağımız Yere Batan Sarnıcı oldu.Biraz ürktüler burdan.Karanlık ve su ile kaplı oluşu en büyük etkendi.

Ve miniatürk...Burası da onlar için oldukça ilgi çekici bir yer oldu.Belli başlı eserlerin küçültülmüş şekilleri şaşırtıcıydı.

13 Ağustos 2017 Pazar

Küçük yazar

 Aslında başka bir konu hakkında yazmayı planlıyordum.Ancak dün gece boş kağıt ararken,Zehra'nın çekmecesinde bulduğum bu defter konuyu başka yöne taşıdı:)

   Zehra konuşmayı çok seven bir çocuk. Hatta ileri boyutta diyebileeğim kadar çok.Ben de sürekli kızım bir defter al,tüm düşüncelerini,söylemek istediklerini yaz derdim.Hikaye yaz,günlük tut ne istersen onu paylaş.Sonra bu defteri buldum.Hikaye yazmış Zehra, kendi çizdiği görsellerle destekleyerek.Okurken çok keyif aldım.Hemen tebrik ettim kendisini.Başka hikayerlerde okumak istediğimi söyledim.Utandı,mahçup oldu biraz.Meğer okulda arkadaşlarıyla sürekli yazıyorlarmış:)
  Ne diyeyim belki geleceğin yazarı bizim evde yetişiyor olabilir:)

9 Temmuz 2017 Pazar

Sevde'nin deney denemesi:)

 Güne deney yaparak başladık. Bu Sevde'nin deneyiydi.Tüm malzemeleri özenle temin etti.Herşey hazırdı artık.Tam deneye başlayacakken ablamız müdahele etti.O da dahil olmak istiyordu.Haklıydı kendine göre.Ama bu Sevde'nin deneyiydi.Ve o kendisine müdahele edilmesini istemiyordu.O da haklıydı:)
 Ne deneyi yaptık peki biz? Yoğunluğun maddeler üzerindeki etkisini inceledik. Önce bir bardak suyun içersine yumurtayı bıraktık.Yumurtanın dibe çöktüğünü gözlemledik.
  İkinci aşamada suya tuz ilave ederek içerisine yumurta bıraktık.Ve bu defa yumurtanın yüzdüğünü gördük.
  Sonuç; Yoğunluk arttıkça suyun kaldırma kuvveti de artıyor.
  Mesela tuzlu suda yüzmek,tatlı suya göre daha kolaydır.Yani denizde daha rahat yüzmeyi öğrenebilirsiniz:)  Hatta denizleride kendi içerisinde sınıflandırırsak,Akdeniz ve Ege Denizinde yüzmek,Marmara ve Karadeniz'e göre çok daha kolay diyebiliriz:)
  O zaman herkese iyi tatiller:)

5 Temmuz 2017 Çarşamba

Huzur.


     Mutlu olduğum,keyif aldığım anları özenle saklıyorum.Öyle planlanmış zamanlar değil bunlar.Anlık gelişen,kıymeti bilinesi zamanlar.Tıpkı dün yaşanan gibi. Yağmur,bisiklet,müzik,deniz,yeşil...
  

  Tabi kızların mutluluğu herşeye değer:)

2 Temmuz 2017 Pazar

...

  Karadenize gitmek istediğim sevgili dostlarıma malum olmuş olacak ki; Polonezköy'e davet ettiler.Yeşili bol ,havası temiz.Eh birazda karadeniz kıyısı sayılır...Güzel bir gün geçirdik.Çocuklar gönüllerince oynadılar.Toza,çamura bulandılar:)
   Yıllar önce bir yazı okumuştum.Gözün en uyumlu olduğu rengin yeşil olduğundan bahsediyordu.Renklerin frekansları vardır.Biz bu frekanslara göre onları algılarız.Yeşil rengin frekansı gözü yormuyor,dinlendiriyormuş...Ne diyelim tecrübeyle sabit oldu:)






Geçmişe götüren ezgiler...









  Müzik,hayatımın önemli unsurlarında biri olmuştur.Terapi gibi gelir bana.Özellikle yöresel müzikler,türküler,halk dansları.

   Öğrenim hayatında profesyonel olarak uğraştığım,yarışmalara katıldığım folkloründe yeri azımsanamaz. Hala bile dinlediğm ezgiler beni o yıllara götürür.Bazen o anılarda kalmak isterim.Sırf bu sebeple aynı şarkıyı saatlerce dinlemişliğim vardır. Bu da onlardan biri.Sabahtan beri dinliyorum.Bıkmadan .Ve şu an karadenizde olmayı diliyorum:) Dilemekten öte gitmek istiyorum.:)

  Kim bilir belki tekrar bağlamayı elime almanın vakti gelmiştir...

30 Haziran 2017 Cuma

Sıcak havada evde ne yapılır?(yumurta kırılır,ütü yapılır:))

    Havalar sıcak malum.Hani öyle akşam serinliği olsun da dışarı çıkalım türünden bir durum da söz konusu olmuyor. Bu durumda evde can sıkıntısını önleyecek aktiviteler bulmak gerekiyor.Oyun bir dereceye kadar oyalıyor bizim kızları.Sonrası hayal gücü.
   Çoğunlukla ev işlerine dahil ediyorum onları.Hem birlikte zaman geçiriyoruz hem de onlar oldukça eğleniyor.Benim işler biraz uzuyor ama vakit sonsuz nasıl olsa.
    Sabah mutfakta vakit geçirdik birlikte.Sevde ilk yumurta kırma denemesini gerçekleştirdi.O'nun için çok kıymetlı bir anı. Artık daha önemli hissediyor kendini:)

   En sevdiğim aktivite.Tüm annelere ısrarla tavsiye ediyorum:) Özellikle ütüsüz vakti geçmeyen benim nevimden annelere:)İnanılmaz keyif alıyor.Az daha büyüsün bu aktiviteyi tamamen kendisine bırakacağım:)

29 Haziran 2017 Perşembe

Evlere emanet çocuklar.

    Tatilde en çok evlere emanet ediyoruz çocukları.Geniş oyun alanlarına sahip değil yaşadığımız yerler. Evin içerisinde enerjilerini atmalarını bekliyoruz.Temiz hava olmadan,oksjen almadan,koşmadan,yorulmadan.
Evler dikiyoruz hiç durmadan.Bulduğumuz her boş alanı değerlendirmeye çalışıyoruz.Kazanacağımız para kaybettiğimiz nesilden daha kıymetli çünkü.Varsın bahçesi olmasın.Varsın çocuk sesleri yankılanmasın sokaklarda.İçimize kapanalım,kulaklarımızı tıkayalım...Evin içerisinde "güvenle!",yanıbaşımızda otursun çocuklarımız.Bizim istediğimiz gibi yetişsin.Paylaşmayı öğrenmesin.Pahalı oyuncaklarıyla tek başına oynasın...
   Bursa'ya her gittiğimde bu düşüncelerle geri dönüyorum.


Kum,çakıl,evden aldıkları plastik bardak,karton parçası...Bir de sınırsız zaman.Mutlu olmaları için yeterliydi.
Velhasıl değişmek lazım..

 
 

28 Haziran 2017 Çarşamba

Yeni başlangıçlar...

  Tekrar yazabileceğimi düşünmemiştim...Öyle ki bir bloğum olduğunu dahi unutmuştum.Ama iyiki hatırlayıp geri dönmüşüm.Yazmak iyi geliyor..Geriye dönüp baktığımda unuttuklarımı hatırlatıyor bana.
 En son yazımın üstünden sanırım 3 yıl geçmiş.Bursa-Gaziantep-İstanbul üçgeni arasında şekillenen üç yıl.Öğretmenliğe başlama kararıyla değişen,yenilenen hayatım.
 Önce hayalle başladı herşey."Ben öğretmen olmak istiyorum!" dedim kendime.Sonra bunu daha yüksek sesle çevremdekilere söylemeye başladım.Herşey adım adım ilerlemeliydi.İlk aşama ALES. Kısa bir hazırlık çalışması,akabinde Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi ...Mezun olduğum okula tekrar başlamak benim için çok keyifliydi.Çok güzel dostluklar edindiğim 7 aylık serüven başlamıştı benim için.Tabi kızlarla birlikte.En zor kısmı Zehra'nın okul değiştirecek olmasıydı.Dış mihraplara kulağımı tıkadım ve hedefe kilitlendim."Ben öğretmen olacağım"
  Zehra bir dönem Bursa'da devam etti okuluna.Henüz ikinci sınıftaydı.Yeni öğretmen,yeni arkadaşlar.Sandiğim kadar zor olmadı.Hatta hiç zor olmadı.Zorluğu biz mi oluşturuyorduk.Olumsuz düşünceler mi şekillendiriyordu aslında zorluk denen düşünceyi...Biz olumlu bakmayı tercih ettik.Ve güzel anılar biriktirdik.Ailemle ,arkadaşlarımla birlikteydim.Bunu kaç kez daha yaşayabilirdim ki;Bu yüzden tadını çıkarmaya çalıştım.Bu süre içerisinde bir yandan da KPSS çalışıyordum.Yolum uzun,sancılı,sıkıntılıydı.Ama çevreme göre.Sürekli "atanman çok zor","Çok çalışman gerek","10 yıl ara vermişsin nasıl olacak?" Türünden bir sürü olumsuz söz duyuyordum.Yine kulaklarımı kapattım.Hedefe yöneldim.Benim gibi düşünen ,insanları aldım çevreme.Onlarla hayaller kurdum.Ve çalışmayı asla bırakmadım.
 Formasyon eğitimini bitirip İstanbul'a döndüğümde sınava  6 ay kalmıştı.Ve ben sadece video izleyerek hazırlanıyordum.Kursa gitmedim.Sevde küçüktü ve Zehra okula gidiyordu.Evde onlarla birlikte çalıştım.İnanmayan insanlara inat umudumu kaybetmeden devam ettim...Sınav üç aşamaydı.GK-GY,Eğitim ve Alan sınavı.İlk iki aşama gayet başarılı geçti.Sonuç tahminimden de güzeldi.Ve artık daha umutluydum. Sınav sonuçları açıkladığında  sadece hangi ile gidebileceğimi düşünüyordum.
  Atama sonucu Gaziantep çıktığında çok kötü hissettim.Nasıl gidecektim,9 ay ne yapacaktım...Bu sefer tüm olumsuzlukları ben çağırıyordum.Neyseki kısa sürdü ve biz artık Gaziantep'e anılar biriktirmeye gidiyorduk...Bazen zor ,bazen kolay ama çokça şükürle geçen bir 9 ay oldu bizim için.Hala dönüp baktığımızda tebessümle hatırladığımız güzel zamanlar...
  Artık İstanbuldayız.Zehra ilkokulu bitirdi.Sevde ilkokula başlıyor.Zaman ona hakim olamayacağımz kadar hızlı geçiyor.Ve ben her anını keyifle geçirmek istiyorum.Sadece "an" da asılı kalarak.