26 Kasım 2009 Perşembe

bayram ve yolculuk

Ailemi ve sevdiklerimi görmek,işte bayramın en güzel yanı bu benim için.İnş ikinci gün saat 5,30 feribotuna aldık biletleri.Zehra 6 aylıkken birdefa gittik otobüsle bursaya,ve benim için bitmek bilmeyen bir yolculuk olmuştu.Toplu taşıma araçlarının hepsine tepkili olan kızım bu durumu şehirlerarası otobüslerde de sürdürdü:)O gün bugündür debiz otobüsüyle gidiyoruz bursaya.İlk zamanlar pek koltuk yüzü görmüyorduk,binerbinmez kendimizi mescidde buluyorduk.Çünkü o zamanlar tam yürüyemiyordu zehra.Oradn sıkılınca da doğru oyun parkına,arada bir lavaboları da ziyaret edip ellerimizi yıkıyorduk maksat vakit kazanmak:)Ve böylece tam birbuçuk saat geçiyordu.Başlarda acemi olduğumuz için feribot yanaşır yanaşmaz hemen yerimizden kalkıp kapıya yöneliyorduk,hemen ineceğiz ya sözde:)nerdeee yaklaşık bi 10-15 dk da orda bekleyip öyle iniyoruz.Tabi bu sürede bağıran sıkılan zehra var kucağımda:)İşte öyle böyle derken nihayet normal yolcu statüsüne girip nihayet koltuğumuzda yolculuk yapmaya başladık.Yanımıza boyama kitabı ve kalem alıyoruz yol boyunca çicip duruyor.Bende denizin tadını çıkartoyorum.Arada tuvalet molası veriyoruz ve tam ineceğimiz zaman kendimizi oyun parkına atıyoruz,feribot yanaşıp yolcular inmeye başlayınca bizde hazırlanıp iniyoruz ne de olsa artık tecrübeli olduk:)Ve yolculuğun en güzel anı bizi iskelede bekleyen abim,yengem ve yeğenimi gördüğümüzde yaşanıyor.Hep beraber arabaya binip evin yolunu tutuyoruz ikinci bir mutluluk babamı balkonda annemi kapıda beklerken yaşanıyor:)Ve sonra hep beraber yenen yemek ardından ablamların gelmesi hasret giderme zehrayla bol bol vakit geçirme kısımları:)O yüzden her bayram özeldir benim için.Allah Annemizi ve babamızı başımızdan eksik etmesin çünkü onlarla güzelleşiyor bayramlar...

21 Kasım 2009 Cumartesi

yeni bilgiler...

Çocukluğumuzda gece yatarken annelerimizi peşimizde koşturduğumuz içecektir süt.Gerçi benim böyle bir sorunum hiç olmadı her daim severek içmişimdir sütü.Sıcak soğuk farketmez.Hele ballı süt.Hastalandiğımızda hemen süt kaynatılıp birazda balla karıştırılıp oh mis gibi içerdik.Çokta rahatlatırdı...Ama hata ediyormuşuz bende bugün gazeteden öğrendim.Sıcak sütün içine balı karıştırıp içtiğimizde balın tüm özellikleri gidiyormuş.Çünkü balın +43 derecedn sonra içerisindeki yararlı etken maddeler ölüyormuş ve sadece tatlandırıcı etkisi kalıyormuş.Ben zehraya sıklıkla vermeye çalışıyordum ama pek beğenmiyordu,isabet olmuş:)
Ayrıca artık herkesin bildiği demir içeren besinlerle kalsiyum içeren besinlerin birlikte kullanılmamasından da bahsediyordu gazete.Yani pekmez ve yoğurt,ıspanak ve yoğurt,et ve ayran gibi...Bakalım daha neler değişecek hayatımızda...

20 Kasım 2009 Cuma

yeni alışkanlık...

Emmeyi bırakmak bizim için oldukça zor bir süreç olmuştu.O zamana kadar sadece emerek uyuyan zehra,artık ayakta sallanarak elde çubuk krakerle uyumaya başladı.Tabi bu durumda uzun sürmedi.Son bir kaç aydan beri kendi uyumak istiyor ama bende yanında yatacağım ve eli yüzümde olacak.Gece uyanıp yanında olmadığımı farkedince başlıyor anne diye bağırmaya.Aslında bu durum bizde genetik galiba:)bende annemin boynuna dokunarak uyurdum.Hatta ilkokula gidene kadar devam etti:)Ama annem çalışıyordu yani sürekli onu göremiyordum biraz bunun etkisi vardı bende,peki bizim kıza ne oluyor sürekli yanındayım.Sadece geçen sene bıraktım onu o da dersim olduğu günler ve 3-4 saat.Belkide hep yanında olduğum için yapıyordur bilemiyorum.Yani normal bir dokunma değil resmen parmağıyla oyuyor.Sürekli yanında yatmamı istiyor.İşin ilginç yanı zehra bugüne kadar hiç benimle yatmadı.Hep ayrıydık onunla.Korkuyor da olabilir,bide bu sıkıntımız var artık herşeyden korkuyor.Karanlıktan,sesten.Evde sürekli yanıma gelip anne korktum ben diyor.Neden korktun annecim diye sorduğumda ordan diyor ama sürekli farklı şeyleri gösteriyor.Çok üstüne gitmemeye çalışıyorum ama bakalım.İnş geçici bir durumdur...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Her çocuk kendi annesine özel.Yani düşünüyorumda zehranın ilk gülmesi,ilk dişi,emeklemesi,yürümesi şimdi de konuşması.Sanki dünyada sadece o yapıyor bunları,nasılda çevreme hevesle anlatıyordum.Yaşı zehradan büyük çocukları olanlar çok fazla tepki vermiyordu,şaşırıyordum:)Yani benim kızım konuştu çok büyük bir olay,evet ama sadece benim için.Zaman geçtikçe daha farklı düşünmeye başlıyor insan.Annelik gerçekten çok farklı bir şey.Yani anne olmadan kimse anlayamaz sanırım.Kendinden önce birini düşünmek?Düşünürsün ama herhalde annenin evladını düşündüğü gibi değil.O yediği zaman doymak,canı acıdığında yüreğinin sızlaması,aklının sürekli onda olması...İnsan yüreğinde bir ağırlıkla yaşamaya başlıyor.Tüm çocuklara daha farklı gözle bakmaya başlıyorsun.Anne gözüyle!Şefkat hat safhaya ulaşıyor...Sonrasında sadece rabbime şükrediyorum bana böyle bir duyguyu yaşattığı için.


Gelelim bizim küçük hanıma,keyfimiz yerinde çok şükür.Bayramlıklarımızı aldık gün sayıyoruz:)İnsan ailesinden uzak olunca bayramların önemi daha da artıyor

Yeni aldığımız puzzle ve bebek arabasıyla vaktini geçiriyor zehra.Ama en çok arabayla.Tüm gün ordan oraya gezdirip duruyor bebeğini.Yalnızken çok güzel oynuyor,Ama biri geldiğinde oyuncakları birden değer kazanıyor.Kolay kolay vermiyor.Bende çok üstüne gitmiyorum,çünkü gidince daha da hırçınlaşıyor.Bir müddet sonra normale dönüyor zaten.Bu yaşın normal hallerini yaşıyoruz yani.birkaç kareyle son noktayı koyalım.Şimdilik bizden bu kadar...
.





9 Kasım 2009 Pazartesi

Haftason eşimin kuzenini evlendirdik.Cumartesi kına ve pazar nikah derken oldukça yorulduk.Ama birilerinin keyfi çok şükür yerindeydi.Kına gecesinde biraz mızmızlandı ama sonrasında tempoya ayak uydurup kendini pistte buldu.tabi ordan indirebilene aşk olsun:)Arada anneyi de kaldırmaya çalışssada pek başarılı olamadı kendisini zeynep ve ayşe ablasına emanet edip bir güzel kuruldum sandalyeye.Nikahta daha da eğlendi.Tabi bunda havanın güzel olması ve nikaha erken gitmemezinde etkisi büyük...Nikah saatine kadar koşturup durdu.Minik vücut en son arabada pes etti ve derin uykuya daldı.Ama kısa bir uyku oldu.Çümkü yarım saatte evdeydik:)Daha doğrusu babaannede.Konyadan büyük teyzeler ordaydı hep beraber hoş vakit geçirdik.Gece burda bitti mi peki ?hayır...Ordan tatlı esatın doğumgününe katıldık zehra arkadaşlarıyla buluştu ,kalan son enerjisinide burada harcayarak tekrar babaannenin yolunu tuttuk.Ama benim halim kalmadı.Sesim kısıldı,birazda öksürük başlayınca kendimizi hastanede bulduk.Herzamanki rahatsızlığım alerji ve faranjit...neyse ilaçları ve zehrayı alıp son durak olan evimize saatler gece 12 yi gösteriyorken ulaştık.Zehra artık pess etti ve sabaha kadar yani 10,30 a kadar hiç kıpırdamadan uyudu:)Bende böylece dinlenmiş oldum...
bir videoyla son noktayı koyalım.Herzaman ki evciliklerimizde bir görüntü,zehra bebeğini doktora götürüyor:))

1 Kasım 2009 Pazar

atlantis çıkatması:))

Hem geç kalan doğum gününü kutlamak,hem de babasının yeğenlerine verdiği sözü yerine getirmek için cuma günü cevahire gittik...Başta zehra herşeyden korktu.Karanlıktı,köpekbalığı şeklinde bir tren sürekli dönüp duruyordu ee haliyle içindekilerde çığlık çığlığa:))sürekli anne korktum ben bundan diye diye bir türlü apapte olamadı.Haksızda sayılmazdı aslında.Ben çok hoşlanmıyorum o tarz yerlerden ama havalar malum,başka çare bırakmıyor bize...




bu oyun bahçesinde çok eğlendi zehra,bi ara kuzenleriyle yukarıya çıktı inemeyince bastı çığlığı:)zor çıkardık...sonra alıştı.Birazda uykusu vardı sanırım ondan kaynaklanıyordu huzursuzluğu...



en zevk aldığı oyunlardan birisi,ekrana sürekli dokunup durdu...Malum bilgisiyarlara karşı özel ilgisi var:)

uykudan önceki son hallerimiz,Babasını indirip benim binmemei istedi.Niyeti sonradan anlaşıldı hanımın,uykusu gelmiş...Direksiyonda uyuya kaldı,hatta uykusu bölünmesin diye iki tur attık:)


babası uyanana kadar kucağımda taşıdı:)o kadar gürültü vardı ki;iyi bile uyudu meleğim...






o kadar çok yorulduk ki,çıkışta arabayı nereye parkettiğimizi hatırlayamadık:)biz arabayı ararken minik hanım da alışveriş arabasında dinlendi:))