18 Temmuz 2010 Pazar

Akçakoca,abant ve düzce...

Tatilimizin ilk kısmını dün bitirdik.Bursa,düzce,akçakoca ve abant.Bursa kısmında zehra bizi hiç zorlamadı çünkü onunla ilgilenecek çok kişi vardı.Ama düzce kısmı biraz sıkıntılıydı.Zamanımızın çoğu yollarda geçti.Gittiğimiz evde kalmak istemedi.Yoruldu ama buna rağmen gündüz çok eğlendi.

abantta ormanın içinde keşif turuna çıktı.

babasıyla nihayet ata bindi.Hiç korkmadı ve ,nmek istemedi.Sonra babasına ''bana sallanan at alma,gezen at al''dedi:))
göle taş attı...
göl oldukça spğuktu.Ama buna nazaran Akçakoca bir o kadar sıcaktı...
denizde oldukça keyif aldı.Hem kumda oynadı
acıkınca bir güzel poğaçaları mideye indirdi,
vee denizden hiç çıkmadı.
başta biraz korktu ama sonra çok sevdi.
deniz dönüşü senayla parkta oynadılar.


vee yine deniz.

yine kum.Kumdan kale yapmaya çalıştı.Elleri kirlenince gidip denizde yıkadı.

işte en keyifli kısım.Başta can yeleği giydirmiştim zehraya,sonra geçen sene aldığım bu simiti şişirdik.İyikide öyle yapmışız bütün gün denizde gezip durdu.
kesinlikle dokundurmadı kendisine.Bu üstün performansından dolayı tatilin deniz kısmını uzatmaya karar verdik.Yarın inş Gökçeada'ya yolculuk var.Umarım orda da bu kadar eğlenir...

10 Temmuz 2010 Cumartesi

BURSA

Bursada günler güzel geçiyor.Zehra sürekli dışarda.Park,bahçe ve havuz üçlüsü arasında dolaşıp duruyor.Keyfi yerinde.



üniversiteden arkadaşım Emel'in tatlı oğlu Gökay ve kızım.
Kumda oynamayı çok seviyor.Ama havalar soğudu burda yağmur var.O yüzden fazla oynayamadı...
bu demirde sallanmayı çok seviyor zehra.Ama kimse onu tutmayacak:)
ablasıyla bütün gün bahçede vakit geçiriyorlar.
zeytin ağaçlarının arasında gezerken...


ve İstanbul'da sürekli sayıkladığı bisikleti nihayet kavuştu:)
eşimin öğrencisi Güney Afrika'dan vuvuzela getirmiş.Zehra başta korktu sesinden ama sonra kendisi üflemeye çalıştı:)

7 Temmuz 2010 Çarşamba

TATİL

yarın itibariyle tatilimiz başlıyor inş.Bu sene biraz geç kaldık eşimin bütünleme sınavları vardı.Aslında iyide oldu.Annem,babam ve yeğenim geldi.İki hafta kadar kaldılar yarın inş hep beraber Bursa'ya gidiyoruz.Çok alışmıştım onlara ayrılık zor gelecek.Aslında herseferinde bunu yaşıyorum.Alışamadım bir türlü.Hepsi bir aradalar,yalnız ben uzaktayım.Zor geliyor.Hep kaçırıyorum anları.Telefonla yetinmek zorundayım.Ama bunada şükür.Sağlıklı ve huzurlu olduklarını biliyorum ya bu da yetiyor...İçim biraz buruk olsa da...Herneyse yarın inş yola çıkıyoruz bir hafta kadar Bursa da kalacağız.Sonra Düzce'ye arkadaşlarımızın yanına geçebiliriz,sonrasında Akçakoca'ya küçük bir kaçamak,dönüşte de Gökçeada'ya gitme ihtimalimiz var.Tabi Bursa dışında diğerleri henüz kesin değil bakalım kısmet artık...
Zehrayla uğraşıyoruz şu sıralar.Ev kalabalık olunca ve ilgi de küçük hanımda yoğunlaşınca söz dinlemez oldu.İnatlaşıyor bizimle.Üstüne gitmemeye çalışıyorum ama bazen çileden çıkartıyor.İki yaş dönemini şimdi yaşıyoruz sanırım.Ağlayarak yaptırmaya çalışıyor istediklerini.Bakalım Bursa'ya gidince değişir inş.Yoksa işimiz zor.Bir de sürekli laf yetiştiriyor.Hiçbir lafın altında kalmıyor ufaklık.Herşeye verecek bir lafı var.Hafta sonu hafif ateşlendi.İlacını verip yatırdım.Yarım saat uyuyup kalktı.''Anne ben soğudum ''dedi:)yani ateşi düşmüş...Ve şimdi aklıma gelmeyen bir sürü cümle.Zamane çocukları diyorum başka birşey demiyorum...