30 Aralık 2012 Pazar

okul sorunu 2

Aslında sebep oldukça aşikarmış.Yalnız biz gözlerimizi kapamışız.Ya da Zehra'nın büyüdüğünü kardeşini kıskanmadığını herşeyin güllük gülistanlık olduğunu görmek istemişiz.
Ertesi gün okula birlikte gittik Zehrayla.Nazlansada gitmeyi kabul etti.Onu sınıfa bırakıp rehberlik öğretmeniyle görüşmeye gittim.İlk sözü bu isteksizliğin ne zaman başladığı ve bu süre içinde eve misafir gelip gelmediğiydi.Evet gelmişti anneanne ve dedesi bizimleydi.Asıl gerçek kardeş kıskançlığıydı.Kendisinin okula gittiğini ve bizim sevdeyle yalnız kaldığımızı kurgulamış.Birde dede ve anneanne de buna eklenince haliyle okul ona zulh gelmiş.Biz niye göremedik.Niye hep sebepleri başka yerde aradık.İnanın bilemiyorum.
Resim yaptırmışlar ve o çizdiği resimde kardeşine yer vermemiş.Ona gösterdiği ilgi tamamen kıskançlıktanmış(son günlerde aşırı üstüne düşmüştü kardeşinin)
Benimle yalnız zaman geçirmek istiyormus.Sevde olmadan.Evdeki imkanlar buna çok müsait değil.Zira babası okuldan sonra çoğunlukla derse gidiyor.Ve biz bu zamanlraı üçlü değerlendiriyoruz.Babasıyla okula gidip geldiğinden onunla birebir vakit geçirebiliyormuş.Oysa benimle böyle bir imkanı yok.
Peki ne yapalım dedik.Mümkün olduğu kadar kardeşini yanında sevmememizi,birebir vakit geçirmemizi,okuldan mümkünse benim almam gerektiğini ve kesin bir dille okula gitmesi gerektiğini söylememizi önerdi.Birimiz bu konuda taviz verirsek bu isteksizlik dozunun artarak devam edeceğini ekledi.Ve eğitimin çocukların tercihlerine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu ,Çocuklara kalsa bütün gün oturup tv izlemeyi tercih edeceklerini söyledi.
Okulda bizim sandığımızın aksine mutlu olduğunu,her faaliyete katıldiğini,sosyal,gözlemci bir cocuk olduğunu anlattı.
Ve daha o gün okula giderken bana seninle eve döneceğim okulda kalmayacağım diyen küçük hanım,öğretmenlerinin ısrarlarına rağmen benimle eve dönmeyip okulda kalmayı tercih etti:))ertesi gün zorlanmadan gitti okula.Evet tatili dört gözle bekliyor ama hangimiz cumayı iple çekmedikki:))
şimdilik sıkıntımız ortadan kalktı.İnş tekrarını yaşamayız...

26 Aralık 2012 Çarşamba

okul sorunu:(

Yine bir okul sorunuyla başbaşayız.Aslında yine derken ilk okul deneyimimizde yaşadığımız sıkıntıdan bu yana şükür herşey yolundaydı.Geçen sene sürekli giden,bu seneye de rahat başlayan kızım son birkaç gündür okula gitmeyi istemiyor.Bıçak gibi kesildi.
 Nazlanmayla başlayan,sonrasında ağlamayla devam eden ve okulda bzı derslere girmemeyle sonuçlanan durumumuz okuldan vazgeçmeyle sonuçlandı.
Bahanemiz çok.Okulda çok fazla derse girmesi,kardeşini ve beni özlüyor olması,yaramaz çocukların olması vs.
Geçen sene kardeşi olduğu ve yakınımızda okul olmadığı için eşimin okuluna gönderdik.Sabah 8 akşam 4 seklindeydi düzen.Yani 9 da başlıyor 3 .30 da bitiyor.Sıkıntı yaşamadık.Bu seneye başlarkende çok heyecanlıydı.Güzl devam etti.Ama sonra ne olduğunu anlayamadığım sebeplerden dolayı istememeye başladı.
Zehranın devam ettiği okulda tüm derslere branş öğretmenleri giriyor.Bu derslerde oldukça fazla.Zehra bu durumdan rahatsız olmaya başladı.Yani sürekli farklı dersler ve öğretmenler onu yordu.Yani bize söylediği sebeplerden birisi.Evet anaokulu öğrencisi için yoğun bir tempo.Ama bugüne kadar sorun olmaması bizi bu konuda düşünmeye itmedi.Aksine memnun bile oluyorduk iyi bir eğitim alıyor! diye.Yani şöyle söylemek gerekirse ingilzce,güzel yazı.beden eğitimi,müzik,bilgisayar,resim,halk oyunu,cimnastik ve artı kendi öğretmenleri...Hepsi farklı...Bilmiyorum bu iyi birşey mi yoksa kötü mü.Dediğim gibi zehra bugüne kadar mutlu olduğu için fazla sorgulamadık.
Şimdi bu noktadayız.Evde durmak isteyen hatta bunun için annenin tüm isteklerini itirazsız kabul eden zehra var karşımızda.Bu durum beni fzlasıyla üzüyor.Okul değiştirmeyi düşünüyorum ama emin değilim.Tam sebebini bilmeden yanlış bir karar vermek istemiyorum.Yeni okul yeni arkadaş yeni öğretmen bunların hepsi yeni sorunlara sebep olabilir.
Tıkandım...düşünemiyorum.Yarın okulun rehberlik öğretmenleriyle görüşeceğiz.İns bize bir yol önerirler.Tek istediğim kızımın mutlu olması.Bu yaş grubunda bunlar doğal mı geçici mi,nasl davranmalı bunlara cvp alabilirim inş...
Çocukla büydükçe sorunları da büyüyormus ya yavaş yavaş öğrenmeye başladım...Allah kolaylık versin hepmize...

21 Kasım 2012 Çarşamba

diş sıkıntısı,günlük haller

Dişlerimiz cıkıyor bizim,son sürat.Bununla birlikte uykusuzluk aldı başını gidiyor.Gece ağlayarak uyanıyoruz sürekli.Sabahta erkenden ayaktayız.Bununla birlikte yorgun bedeni uykusuzluğa daha fazla dayanamayıp kendi kendine uykuya dalıyor...
İştahımız seçici.Yani sevdiği yiyecekleri bir güzel indiriyor mideye ama hoşlanmadıkları ağızda tutuluyor saatlerce...Ne seviyor derseniz meyve kesinlikle olmazsa olmazı.Ayırt etmiyoruz.Özellikle mandalina ve muz tercihimiz.Yoğurt ve karışık sabah kahvaltımız normai yediklerimiz.Corba ve sebze ise kaşığı ağzına zorla götürdüklerimiz.Birde balık varki bayılıyor yemeğe.Tabi hamsiyi.Haftada bir kere pişirmeye çalışıyorum.Zira diğer güzel kızımda çok seviyor kendilerini:)


Havaların güzel gitmesi ve karşımızda park olması dolayısıyla fırsat buldukça atıyoruz kendimizi dışarıya.Tabi bu süre zarfında ablamız okulda oluyor.Onu öperek uğurluyor ve ardından doğru cama koşuyoruz birkez de ordan el sallamak için.

Ama hafta sonları zehrayla çıkıyoruz çoğunlukla Sevdeyi bırakarak evde.Uykuyla ve babayla başbaşa...
Ispanaklı kekimiz arkadaş ziyareti için pişti.Ispanak ve kek kulağa hoş gelmesede tadı bunu unutturacak kadar lezzetli.Ben çok seviyorum.
Buda güzel kızımın okula giderken anneye sipariş ettiği pasta.Biz her bulduğumuz pastada doğum günü kutladığımız için yine aynısını yaptık:))
Buda keçi patimiz.Anneyle kuçuk hanımın karnı acıkınca pişti hemen.Zehram çok seviyor :))



 camdan bakıp bulutları izlemek huzur veriyor bana nefes alıyorum...Şimdilik bu kadar bizden PC yi ne zamandır almıyordum elime biraz blog dolaşmalı:))

8 Kasım 2012 Perşembe

Biz buralardayız...

Güzel kılarım ve benden merhaba.Yazamıyorum,bloglara bakamıyorum hep aynı sebeplerden dolayı...Zamansızlık...
Bayram tatilimiz bu kareyle başladı.Gidiş mutluluk,dönüş hüzün bizim için.Ayrılmak zor geliyor sevdiklerimden.




Gezdik tozduk bolbol.Yürüyüşler yaptık.Güzel havanın tadını çıkarttık...


Martılarla birlikte vedalaştık sevdiklerimizden...
İlk gün kahvaltısı sessiz ve sakindi.Annem görse içi sızlardı:))

Bulutlar arkadaşım oldu tekrar.İçim huzurla doldu.Şükrettim ve tekrar tekrar...

Kışın vazgeçilmez sebzeleri kokmaya başladı evimizde.Brokolili mercimek çorbası ve fırında karnıbahar...


Olmazsa olmazım,kitaplarım...


Soğuk havaya inat içimi ısıtan sıcacık gülümsemesi ile evdeyiz şimdi...Dışarıyı izliyoruz.Rüzgar ve yağmurun seslerini...

23 Ekim 2012 Salı

kızımın doğum günü ve bizden kısa kısa

 Biliyorum ihmal ettim yine blogu ama iş güç derken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.Yazmak için niyetlendiğim saatlerin sonu bir türlü gelmiyor.Ve ben her seferinde erteliyorum yarın yarın yarın diye.
 Bulutlu bir güne merhaba dedik bu sabah.Güneşli geçen uzun zamanlara inat kapladı etrafı karanlık.Severim ben böyle havaları.Ruhum dinlenir...

Özlediğim yağmura kavuştum nihayet.Uzun uzun seyrettim her bir damlayı.Toprağın kokusunu çektim içime doyasıya.
Bir iki derken üçüncü kitabımı aldım elime.Çevirdim sayfalarını...Uzun zamandır kitap okuyamamanın hasretiyle...
Gün ilerledi işler yapıldı.Ve küçük yavruyla okul yoluna düşüldü.Zira özel bir gündü bugün.Büyük yavrunun doğumgünü kutlanacaktı okula.Heyecanla katettik yolumuzu.Bekleyen heyecanlı biz heyecanlı.İyikidoğdun Zehra sesleriyle başlayan kutlama hediyelerin verilmesiyle son buldu.Ve ben birşey anlamadım.Hatta makinenin kamerasını bile ayarlayamadım telaştan...Birkaç fotoyla bitirdik zamanı.
Aslında doğumgünümüz yarın ama tatil olduğu için bugün kutladık.İyiki doğdun meleğim.İyiki benim yavrumsun...Verene sonsuz şükürler...
son olarak güzel kızımın süt dişleri dökülmeye başladı.İlk dişimiz kaybettik ama nerde olduğunu bilmiyoruz:)))Erken mi bilmiyorum ama hayırlısı artık...

1 Ekim 2012 Pazartesi

Hafta sonu kareleri...

Son sıcaklar mı demeli bilmiyorum ama yazdan kalma günlere devam...
Her günü değerlendirmeye çalışıyoruz.Çocuklar bol temiz hava alsın diye.Enerjilerini atsınlar,rahatlasınlar:)dolayısıyla bizde rahatlayalım...
Cumartesi attık kendimizi parka.Yanımıza topumuzuda aldık. Ablanın peşinde koştu bütün gün.Topu yakalamak için:)

Zehra kaçtı sevde kovaladı...



Kahvaltı öncesi rutinimiz.Okula gitmediği zaman güne elmayla başlar:))
Balık sevmeyen bir annenin çocuğu olarak,her türlüsünü yer zahra.Maşallah diyorum kuzuma.Evde onlar için hazırlamaya çalışıyorum, ama yapamadığımda imdadıma yetişiyor altın balıklar...Zehra bayılıyor.Sevde nin pek arası yok şimdilik.Onun tercihi hamsiden yana:))

Her hafta pişiyor bu poğçalar.Eşim kahvaltı yapmıyor okula giderken,bende yanına alsın diye hazırlıyorum.Zehra da çok seviyor hemen atıştırmalık.Mayalı olduğu içinde çabuk bayatlamıyor:))
Ve son karemiz.Trambolin için Fethipaşa Korusu'na gitmiştik ama kaldırmışlar.Bizde biraz hava alıp döndük.Fazla kalamadık çok esiyordu.Üşüdük.Zehra çok seviyor burayı.Ormana gidelim diyor:))Boğaz manzarası çekecektim bol bol ama o kadar kalamadık artık başka sefere.
Herkese güzel bir hafta diliyorum...

 

26 Eylül 2012 Çarşamba

günlük haller sevdenin 13 ay gelişimi

Ha yazdım ha yazacağım derken geçiyor zaman.Pazartesi ile başalayıp pazarda alıyoruz soluğu.Günler kovalıyor birbirini yetişemiyorum  zamanın hızına.Sabah 7:30 8:00 arası uyanıyoruz.Sevde de bizimle gözünü açıyor.Havalar güzel gittiği için ablayı birlikte bırakıyoruz okula.Sonra park molası tabi.Kargalarla birlikteyiz her daim:))Eve girmiyor parka gitmeden.Sonra eve dön kahvaltı yap akşam için yemek hazırla ortalık topla.Biraz dinlen ve ablanın çıkış saati geldi:))Yine sürpriz yapıp gidiyoruz almaya:))Dönüşte yine park:))
Rutinimiz aşağı yukarı böyle...





Zamanın arasında küçük kızımın 13 ayının bittiğini farkettim:) Neler değişti hayatımızda,daha doğrusu minik kuzunun hayatında:)
Dişlerimiz 7 tane oldu.Üstte 4 altta 3 şimdilik.Diş huzursuzluğumuz var her daim.İştah sürekli değişiyor.Sabah kahvaltıyı hala karışık yapıyor.Pek iştahli olmadığı için tek tek yemeyi kabul etmiyor.Ama patates kızartması hayır diyemediklerinden.Ve ekmek.Ama mümkünse sade.Sütü pek sevmedi.Bir kaç yudum alıp bırakıyor.Meyveyle arası süper ötesi.Havuç,elma,armutisalatalık,üzüm,şeftali sürekli elinde.Meyve püresi yapmıyorum çok uzun zamandır.Elinde yemeği seviyor meyveleri.Hem posasıyla birlikte yediği için daha besleyici olduğunu düşünüyorum.İkin di öğününde  çoğunlukla yoğurt yiyor.Biraz zorlayarak tabi.O ayran içmeyi tercih ediyor:)Arada içine muz ve bal ilave edip öyle yediriyorum.
Köfte,tavuk yerken zorlanıyor.Çogunlukla ağzında tutuyor.Ama balık özellikle hamsi favorisi.Çok seviyor.
Yürüme son hız devam.Emekleme yok artık. Yerden eşye alıp taşıyor onu.Kutuların üstüne çıkıyor.Kapak açıp kapatıyor.Fermuar çekiyor.
Konuşma çalışmalarıda başladı yavaş yavaş.Abla en çok kullandığı kelime.Baba gel ver sözcüklerinide farklı seslerle çıkatıyor:))
Yolda kedi ve karga peşinde koşuyoruz her daim.
Abladan beklerken kıskançlık emareleri görülmeye başladı bizim ufaklıkta.Ablayı yanıma yaklaştırmıyor:)Yanıma geleceğini anladığı an basıyor çığlığı.Sessiz sakin çocuk gitti içinde başka bir tür çıktı:))
İstediği olmadığında sürekli ağlıyor ama öyle ağlama değil gözünden boncuk boncuk yaş akıyor.Yürek dayanmaz:)Yabancılardan hiç hoşlanmıyor.Yanına yaklaştığında hemen eller kollar çalışıyor.Kovuyor başından:))
Büyüyor meleğim.Her daim takip edemesemde o gürültülü bir şekilde büyüyor.Bize  varlığını hatırlatarak.Ve ben  tekrar tekrar şükrediyorum rabbime bana böyle güzel çocuklar verdiği için...